Sultanımız II.Abdülhamid hazretlerine ait nota defteri ve bu defterde ki eserlerden yola çıkılarak hazırlanan besteler ilk kez, Hollanda’da gün yüzüne çıktı. Türk ve Arap Dünyası Araştırma Merkezi Başkanı Dr. Mehmet Tütüncü Beyefendi tarafından Hollanda’daki müzayededen satın alınan, 1876 tarihli müzik defteri ve notalar II. Abdülhamid Efendimiz tarafından çeşitli müzisyenlere yaptırılan devlet marşlarının bestelerini içeriyor.
Hazretin, eserinin varlığını ortaya çıkartan Dr. Tütüncü, müzayedede rastladığı eserin içeriği hakkında şunları söyledi: “Defterlerin muhtevasından saraydan çıkma olduğunu ve Sultan II. Abdülhamid’e ait bir eserle karşı karşıya olduğumu anlayınca, Amsterdam Yunus Emre Enstitüsü Müdürü Abdullah Altay ile istişare ederek satın almaya karar verdim. Koleksiyonu oluşturan eserlerden hepsi 1876 yılına ait.(Kıymetli kardeşlerim, eserlerin sultanımızın tahta çıktığı yıla ait olması onun metafizik ve bilinçaltı çalışmalarına da başladığını göstermektedir.)" Dostlar, Osmanlı’da tahta geçen her hükümdar, kendisine özel marş besteletiyor ve bu marşlar, devlet marşı kabul ediliyordu. Ortaya çıkan albümde sultanın kendisi ve başka ülkelerin devlet başkanları için bestelenen marşlar da bulunmaktaydı. Albümde yer alan eserlerin bir kısmının ilk Müslüman nota basımcısı ve Yıldız İstihbarat Teşkilatı üyesi Hacı Emin Efendi’ye ait olduğunu dile getiren Dr.Tütüncü şöyle devam etti: “Albümü satan firmayla yaptığım görüşmede, eserin II. Abdülhamid tarafından Carmen Sylvia adıyla bilinen Romanya Kraliçesi Elizabeth’e hediye edildiğini öğrendim. Kraliçe de söz konusu albümü muhafazası için hazinedarı olan Euphrosine de Gradisteano’ya vermiş. Belçikalı bir asilzade ile evlenen Gardisteano’nun ölümünden sonra albüm, 100 yıl aile içinde kaldıktan sonra bu yıl müzayedede satışa sunuldu. Albümü İstanbul’a getirip tanıtacağız.”
Kıymetli dostlar, sultanımızın eserini yani 142 yıl sonra ortaya çıkan bilinmeyen albümü inceleyen Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Piyanist-Müzikolog Doç. Dr. Evren Kutlay şöyle diyor: “Koleksiyonu oluşturan eserlerden hepsi 1876 yılına ait. Lakin eserler seçkisinin çok önemli bir özelliği de var, o da 1876 yılında dünyada ki tarihsel ve önemli olayları anlatan bir müzikal olduğunu anlamamızdır. Son bir not eserlerin her biri konuların geçtiği ayların burçlarında ve o burçların karakter özelliklerini yansıtacak şekilde bestelenmişler. Ortaya çıkan bu albüm Sultan II. Abdülhamid'in ruh halinin dehasının ve devrinin müzikalinin yansıması olarak düşünülebilir.” dedi. Kıymetli dostlar, ne diyelim sultan efendimizi anlamak için yolun daha başındayız ve tıpkı Necip Fazıl Kısakürek üstadın da dediği gibi bizde diyoruz ki "Abdülhamid'i anlamak her şeyi anlamak olacaktır."
Tarih boyu müziğin esrarıyla ilgili olarak tartışmalar yaşanmış, araştırmalar yapılmıştır. Bilgeler, mistikler, müzik adamları arasından melodilerin gizeminin kainatı oluşturan titreşimlerle ilgili olduğunu düşünenler çıkmıştır. Sihirli kodları çözmek için uğraşan dahilerin arasında Antonio Vivaldi (1678-1741) Wolfgang Amadeus Mozart (1756-1791) ve Johann Sebastian Bach (1685-1750) vardır. Hatta Batı medeniyetinde klasik müzikle uğraşanların içinde ses-kainat ilişkisini araştıranlar olarak en çokta ismini saydığım bu isimler göze çarpmaktadır. Konuyu merak eden dostlara bir kitap birde film tavsiye etmek istiyorum. 23 Mayıs 2014 tarihinde vizyona giren "Aşkın Frekansları" müzik (ses) ve kainatın oluşumunu anlatan en iyi yapımlardandır. Aydın Büke'nin yazdığı Bach Yaşamı ve Eserleri çalışmasının da ilginizi çekeceğini düşünmekteyim
Dostlar, Abdülhamid Efendimizi cehaletle suçlayan, hâşâ hiçbir şeyden anlamadığını iddia eden, devletini değil de sadece kendini düşündüğünü söyleyen yüzü karalar ortaya çıkan gerçekler karşısında utanırlar mı bilmiyorum ama Abdülhamid'in Akıl Oyunları ile birlikte ve sizlerinde çok kıymetli desteğiyle Osmanlı'ya ve sultanımıza atılan iftiralar cevap bulmuş oldu vesselam.