Eyleme tüm siyasi partilerin ilçe başkanlıkları ve STK’lar, işçilere ve yakınlarına destek vererek Lipton’un faaliyetinin devam etmesini istedi. 89 kişinin çalıştığı Lipton’a ait çay fabrikasının üretimi askıya almasıyla işçilerin mağdur olacağını dile getiren eylemciler ellerinde ‘işçi kardeşliği, hak verilmez alınır, yaşasın onurlu mücadelemiz, emek en yüce değerdir’ yazılı dövizler taşıyarak, ‘Ölmek var dönmek yok’ şeklinde sloganlar attı. Eylemciler işverenin kendileri ile masaya oturarak mağduriyetin ortadan kaldırılması noktasında taleplerini kabul edene kadar eylemlerini sürdüreceğini dile getirdi.
İşveren ile masaya oturup fabrikanın açılması noktasında talepleri olduklarını, aksi takdirde işçilerin mağdur olacağını dile getiren Tek Gıda-İş Sendikası Dosan Şube Başkanı Mustafa Yüksel, “Bildiğiniz üzere bölgemizde 3 tane Unilever’e bağlı Lipton çay fabrikası vardır. Maalesef ülkedeki ekonomik krizden dolayı, kuru çay satışı olmadığından dolayı şirket zaman zaman tasarrufa gitti burada. Daha önce ki kapasitenin yüzde 30 civarında altına düşeceğini söyledi. Üretimi de iki fabrikada yapıp tonajını tamamlayacak olduğunu söyledi. Bizde Unilever genel merkezinde şube yöneticilerimiz ile birlikte yaptığımız toplantılarda bu insanların kıştan çıktığı, işsiz olduğu ceplerinde 1 lira bile olmadığını ve fabrikanın açılıp çoluk çocuğuna ekmek getireceğini, çocuklarının eğitimi için buna ihtiyaçları olduğunu ifade ettik. Sunduğumuz teklifleri değerlendirmediler” dedi.
Taleplerinin kabul görmemesi halinde eylemlerinin diğer fabrikalara da yayılacağını dile getiren Yüksel, "Dünkü atılan mailde buradaki işçi arkadaşlarımızın iş akdi askıya alındı. Şirket yöneticileri bize dönüş yapmadığı için bu eylemi gerçekleştirme kararı aldık. Arhavi halkına sivil toplum örgütleri ne çok teşekkür ediyorum. Biz bu onurlu mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Eylemlerimizin şiddeti artacaktır. 20 Mayıs’ta üretimin açılmasını planlıyorlar. Bölgedeki diğer 2 fabrikada da sendikal haklarımızı kullanarak üretimi yavaşlatacağız. Uluslar arası bir firma bu direnişi kaldırabilecekse, bayrağının yerlerde sürünmesini istemiyorsa bizim çocuklarımızın geleceğini düşünmeli” ifadelerini kullandı.
“Şok olduk”
Oğlunun 3 gün önce düğünü olduğunu ve fabrikanın üretimi askıya aldığı kararını duyduklarında şok olduğunu dile getiren Nermin Üzümcü, “Çocuğumun 3 gün öncesi düğünü vardı, ben bugün şoktayım. Sadece benim oğlum da değil, bebek bekleyeni, evi olanı, kredisi olanı, işsizi. Zaten ortam işsiz birde bunlar eklendi. Çocuklarımız çalışıyor Ya Rabbim şükür derken” dedi.
“Köylere kantar kurdurtmayız”
Fabrikanın üretimi durdurması halinde eylem yapacaklarını belirten işçi yakını ve çay müstahsili Gülveren Alin, “Bu fabrika açılmayacaksa hiçbir alım yerinde kantar kurulmayacak. İngiliz kendisi gelip köyde kantarı kendisi kuracak. Bu fabrika kapandıysa Arhavi’de hiçbir yerde kantar kurulmayacak. Bu çocuk oyuncağı mı? Ben kuruldu kurulalı Lipton’a çay veriyorum. Beni zaten ÇAYKUR’a almazlar daha. Hiç çay satmış değilim. Çayı toplamayacağız. Direneceğiz, kantarı kurdurmayız. Bir şey olmaz 6 ay toplamadık, 3 ay daha toplamayız” ifadelerini kullandı.
"Lipton çekilirse rekabet ortadan kalkar"
Fabrika çalışanı Dilek Alın ise fabrikanın üretimi askıya alınmasının özel sektör çay fabrikaları arasında rekabeti ortadan kaldıracağını ve bu durumun müstahsili de mağdur edeceğini dile getirdi. Alın, “İşe alınmayı beklerken hiç beklemediğimiz bir anda iş akdimizin askıya alındığını öğrendik. Gerçekten çok yıprandık. 1 kişi çalışıyorum evde 5 kişi yaşıyoruz. Aynı zamanda müstahsilim. Lipton gibi büyük bir firmanın buradan çekilmesi rekabeti düşürecektir. Özel sektör çok düşük fiyatta yaş çay alacaktır. Müstahsil oalrak da, çalışan olarak da zorda kalacağız. Biz bu fabrikayı kapatmak istemiyoruz, biz çalışmak istiyoruz. Lipton’un ana sloganı da sürdürülebilirlikti, bizde burada sürdürülebilir bir tarım yapmak istiyoruz. Buna da destek olunmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.