Dünya genelinde sömürge anlayışında yeni bir alana evrilme yaşandığına dikkati çeken Soylu, "Dünyayı Doğu ve Batı diye ikiye ayırmışlar. Doğu'yu sömürülecek bir alan olarak görmüşler. Şimdi Doğu'nun altı zengin, Batı'nın üstü zengin, Doğu'nun üstü fakir, Batı'nın altı fakir. Kurdukları dünya düzenini devam ettirebilmek için her türlü anlayışı, her türlü süreci ortaya koyan bir tablo ile hep beraber karşı karşıyayız. İstiyorlar ki dünyada buna itiraz eden kimse olmasın." diye konuştu.
Avrupa'yı Amerika'nın bir vagonuna benzeten Soylu, Avrupa'nın kendi kendine adım atabilme kabiliyeti bulunmadığını söyledi. "İstiyorlar ki Türkiye ayağa kalkmasın, bir söz söylemesin, etrafındaki coğrafyayı uyandırmasın, haksızlıklara itiraz etmesin." ifadelerini kullanan Soylu, şöyle devam etti:
"Yıllardan beri bizi terörün, milyonlarca düzensiz göçün yanı başında bırakanlar hadi hareket edin şimdi. 1,5 milyonu aşan bir göçten bahsediliyor. Üçüncü ülkelerden olmak kaydıyla bugün itibarıyla Türkiye'ye gelen Ukraynalının sayısı 20 bini aştı. Başımız üzerinde yerleri var. Turist olarak gelenleri de konaklattırıyoruz. Misafirperverliğimizi en üst seviyede gösteriyoruz. Biz onlar gibi sarı saçlı, mavi gözlü, yeşil gözlü, yani kendi ırklarına göre bir ayrım yapmayız. Biz Müslümanız. Dünyanın neresinde olursa olsun mağdura sahip çıkarız."
Soylu, Avrupa'ya, ABD'ye teslim olan bir ülke olmadıklarını, dünyan her noktasıyla ilişkileri geliştirdiklerini, bunun da faydalarını kriz dönemlerinde gördüklerini dile getirdi.
"TÜRKİYE'NİN EKSİKLİĞİ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR"
İçişleri Bakanı Soylu, bir gıda ürününde eksiklik olacak diye sosyal medyada insanları tahrik ederek marketlere dökmeye çalışanların olduğunu kaydetti.
Kamu düzenini bozmaya çalışanları tespit edeceklerini belirten Soylu, "Sosyal medya üzerinden, birtakım siyasi manipülasyonlarla bu milletin 'Şu bitecek, bu bitecek' diye marketlere gitmesini tahrik edenlere gereğini yaparız. Türkiye'nin bu konularda herhangi bir eksikliği söz konusu değildir." dedi.
"YAPACAK ÇOK İŞİMİZ VAR"
Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yemen'den Libya'ya kadar, eğer biz, onların söylediklerine bakmış olsaydık, Doğu Akdeniz'e burnumuzu sokmak değil, zihnimizden bile geçiremezdik. Eğer biz, onların dediklerine bakmış olsaydık, Libya'da bugün huzurun ve sükunun sağlanması için evlatlarımızla beraber orada bulunamazdık. Eğer biz, onların dediklerine bakmış olsaydık, Kapalı Maraş'ı Kıbrıs'ta açık Maraş haline getiremezdik. Eğer biz, onların dediklerine bakmış olsaydık, Afrin'e giremezdik, Zeytin Dalı Operasyonu'nu yapamazdık. Onlar, Irak'ın kuzeyinden Afrin'den denize varıncaya kadar terör koridorunu bir deniz koridoru haline getirir, Türkiye'nin Cumhuriyetinin ikinci asrının sürekli tedirginlik içerisinde geçmesini temin ederlerdi. Eğer biz, onların dediklerine bakmış olsaydık, böğrümüze hançer gibi saplanmış olan Azerbaycan-Karabağ'da yıllardan beri bu zorluk, sıkıntı, haksızlık nasıl ortadan kalkacak diye bekleşenlerin yaralarına merhem olan bir Türkiye olamazdı. Biz, bugün bambaşka bir noktadayız ve bunu bu millet sağladı. Bu millet iradesiyle sağladı. Onun için yapacak çok işimiz var."
Türkiye'nin karakterini, altyapısını ve zenginliklerini bilen bir anlayışla sorunların üstesinden geleceklerini vurgulayan Soylu, Türkiye'nin kendi arabasını da, uçağını da yapacağının altını çizdi.
Türkiye'nin güçlü, büyük ve zengin olmasını, kendi ayaklarının üzerinde durmasını istemeyenlerin olduğuna dikkati çeken Soylu, yeni neslin daha güçlü ve büyük bir Türkiye'yi yöneteceğini sözlerine ekledi.