Başkanlıkta geç kaldık

Abone Ol

Ak Parti her seçime farklı bir motivasyonla giriyordu.
Bu motivasyon bir rüzgar oluşturuyor ve oyları önüne katıp sandığa dolduruyordu.
Geçen Haziran ve Ağustos seçimleri 17 ve 25 Aralık saldırılarına karşı milletin bir savunma refleksiyle sandığa koşması sonucunu doğurmuştu.
Bu seçimlerin ana konusu Anayasa değişikliği -Yeni Türkiye ve Başkanlık konusu olacaktı. 
Ne yazık ki geç kalındı. En az üç yıl önceden başkanlık konusunda saha çalışmaları başlamalı ve şu anda konu tartışılmış, belli bir olgunluğa gelmiş olmalıydı. Fakat geziden beri başımıza sarılan belalardan be paralel musibetlerden dolayı bunu yapamadık.
Tayyip Bey'in neredeyse her yare tek başına koşturan çabası da yetmedi.
bu yüzden bu seçimde bir rehavet ve motivasyon eksikliği var. Bu da işi en garanti olan en büyük partiyi olumsuz etkiler.
Eğer insanlar şu ana kadar başkanlık sisteminin ne olduğunu ne kazandıracağını öğrenmiş olsalardı bunu getirmek için ne yapıp edip sandığa koşacaklardı.
Başkanlıkla Türkiye ne kazanacak bir kaç madde ile özetleyelim.
1. Şimdiye kadar yapılan tüm Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonuncusu hariç zorlu ve sancılı olmuştur. Bu yüzden darbeler olmuştur. Çünkü Cumhuriyet kurulurken tüm yetkileri Cumhurbaşkanının eline vermiş onun üzerinden rejimi sağlama almıştır. Başkanı halk seçerse hariçten müdahale imkanı kalmayacaktır. Başkan gücünü kurumlardan değil halktan aldığı için rahat ve güçlü olacaktır.
2. Hükumet kurulurken ortaya çıkan meclis aritmetiği esas alınmaktadır. Bu aritmetik istikrarlı ve güçlü hükumetler kurulmasına çoğu zaman imkan vermemektedir. Örneğin bu seçimlerden AK Parti 270 milletvekili ile çıksa kurulacak hiç bir hükumet modeli HDP siz olmayacaktır. Eline mahkum olduğunuz parti 7 oy için size olmadık isteklerini dayatacak, bunlar toplumun genel menfaatleriyle çatışacaktır.
3. Milletvekilleri şu an parti başkanlarına mahkum durumdadır. Çünkü onlar sayesinde seçilmektedir. Bu da Parti başkanını çok güçlü hale getirmektedir. Başkanlık sisteminde parti başkanı olmayacaktır. dar bölge sistemi uygulanacak ve her bölgeden bir vekil seçilecektir. bu durumda parti başkanın adayı değil milletin istediği aday meclise girecektir. Şimdiki uygulamada parti disiplini dışına çıkan vekil pek görülmemiştir. Gücünü halktan alan vekil daha bağımsız ve güçlü olacaktır
4. Parti enflasyonu bitecek sağ ve sol partilerde birleşme olacaktır. Bu da istikrar demektir. Solun en büyük korkusu budur. Zira böyle bir tabloda geleneksel sağ oylar 65-70 bandında sol oylar ise 30 - 35 bandındadır. bu da seçilecek başkanların ve hükumetlerin sağdan (muhafazakar) olmasını sağlayacaktır.
5. Dışarıdan müdahale, darbe, tehdit ve şantajla vekillerin iradesine ipotek koyup güven oylaması ile hükumet yıkmak, azınlık hükumetleri kurmak mümkün olmayacaktır
6. İstikrar olacaktır. Ülkemizde 92 yılda 62 hükumet kurulmuştur. ortama ömür 1,5 yıldır. bir hükumet işe koyulup kadrosunu kurana kadar zaman dolmaktadır. Başkan halk tarafından seçileceği için sadece halk tarafından indirilecektir.
7. Daha demokratik olacaktır. Çünkü başkan meclisin çıkardığı yasalara göre çalışacak, meclisin onayladığı bütçeyi kullanacaktır. Başkanı denetleyen bir meclis dışında bir de bağımsız üst mahkeme olacaktır.
8. yönetimdeki güç ve istikrar Türkiye'nijn gündelik sorunlarla uğraşan bir ülke olmasını engelleyecek uzun vadeli planlar projeler gerçekleştirme imkanı bulacaktır.
9. Sistem Tayyip Bey için değildir. Halk kimi isterse onun içindir. Şu an telaş gösterenlere bakılırsa Tayyip Bey'in halkın yarından fazlası tarafından sevildiği hesabı üzerinden yine onun seçileceği endişesi vardır.
yazı uzadı. sonra devam edelim.

 

Maraş Pusula Haber - www.maraspusula.com Şevki Karabekiroğlu