BU GÜNLERE NASIL GELİNİLDİ

           2001 yılında, halen tam olarak aydınlatılmaya 11 Eylül ikiz kule saldırıları düzenlenmiş,Bush  yönetimindeki Amerika, aynı yılın ekim ayında Türkiye’nin de  içinde olduğu NATO  Ülkelerini yanına alarak Afganistan’a tarihin en büyük saldırıların birini başlatmıştı. 

            2002 yılı, Amerika ve Müttefiklerinin  Afganistan da işledikleri katliamlarla geçti. Afganistan’ın  ardından sıranın Irak’a geleceği herkes tarafından biliniyor ve konuşuluyordu.   

          Bu sırada Türkiye’de  3 kasım seçimleri yaklaşmıştı.Rahmetli  Erbakan Hocayı yalnız bırakarak 28 Şubatçılarla  kol kola giren bu beyler; bir yandan Anadolu’nun şehirlerinde, kasabalarında ve köylerinde  tıpkı geçmişteki gibi Milli Görüş davasının yılmaz savunucusu olduklarını anlatıyor, bir yandan  içerdeki ve dışarıdaki türlü güç odaklarına göz kırpıyorlardı.

            Mesela Afganistan’ı işgal eden ve Irak’ı da  işgal etmeye hazırlanan Amerika ile stratejik ortaklık güçlendirilecekti. Yada bedeli ne olursa olsun her ne istenirse istensin, Avrupa Birliği kapısından asla ayrılmayacaklardı.

           Veya, Küresel Güçler tarafından kendilerine biçilen rol oynanacak, Avrupa’nın  kaderi Türkiye’nin  kaderi  olacak, Türkiye batı bloğundan asla uzaklaşmayacaktı.

           Tüm bu vaatler karşılığında sonunda istedikleri gerçekleşti  % 34 oy almalarına rağmen Meclisin dörtte üçüne sahip olarak iktidara geldiler. İktidar olur olmazda küresel güçlere verdikleri sözleri bir bir gerçekleştirmeye başladılar.

          Önce Ecevit hükümetinin gönderdiği Afganistan’daki  Türk Birliğinin temellerini sağlamlaştırarak NATO’ya bağlı ISAF gücünün komutasını defalarca üstlendiler.

          Afganistan’ın ardından sıra Irak’a gelince de, işgale her türlü desteği vererek ,ellerinden geleni artlarına koymadılar.

          HAÇLI Savaşını başlatmak için Hazret’i İSA’ dan emir aldığını ve Irak’a da saldıracağını söyleyen Bush’la at pazarlıklarına giriştiler. En yetkili ağızlardan, Bağdat’a ilk bomba düştüğünde hazinenin kasasına birkaç milyar doların gireceğini söylediler.

          İşte bütün bu çabalara rağmen, Rahmetlik ERBAKAN Hocanın  bir kısım AKP  Milletvekillerinin üzerinde  hala devam eden etkisi sayesinde  1 Mart 2003’te oylanan  tezkereyi  Meclisten geçiremediler.

          O günlerde Başbakanlık koltuğunda oturan zat, 1 Mart gününün siyasi hayatındaki en kara günlerden biri olduğunu ve istifa etmeyi düşündüğünü söyleyebildi. Zaten teskere oylamasından birkaç gün sonra da Başbakanlık Koltuğunu asıl sahibine bırakarak dediğini gerçekleştirdi.

          Yeni Başbakan’ın ilk yaptığı icraatlardan biri, tezkere geçmemesine rağmen Kanun hükmünde Kararnamelerle Türkiye’deki Askeri üsleri Amerikan güçlerine açmak oldu 20 mart gecesinden itibaren Amerikan B-52 bombardıman uçakları da Bağdat’a ölüm yağdırmaya başladı. 

          Milli Görüşü bölerek bu yola çıkan AKP ‘li kadrolar ise, kendi içlerinde çeşitli bölünmeler yaşamalarına rağmen, 13 yıldır aralıksız şekilde hepimizin geleceği üzerinde  söz sahibi olmaya devam ediyorlar.

           13 yıldır milyonlarca dolar harcayarak oluşturdukları medya ordusu  tarafından, yakın geçmişimizdeki  bu acı  olayların unutulmasını  istiyorlar. Sanki bu katliamlara ortak olanlar kendileri değilmiş gibi, 13 yıl önceki fabrika ayarlarına geri döneceklerini söylüyorlar.

           Sanki bu hiç yaşanmamış gibi, şimdi üstlendikler görevin tüm İslam Ümmetini savunmak olduğunu anlatıyorlar. 

           Üstelik bunu yaparken tarih boyunca düşmanlarımız olan ve bugün de NATO adıyla  karşımıza çıkan şer güçleri yeniden  topraklarımıza davet ediyorlar. Varlık sebebi İslam Coğrafyasına kan kusturmak olan batılı müttefikler kurtarıcı olarak görüyorlar.

         Oysa biz yukarıda bir kısmını aktardığımız bu yaşanmışlıkları asla unutmuyoruz. 

         Yeryüzünde lanetlileri tarafından katledilen kardeşlerimizin naaşlarının, henüz toprağa bile karışmadığını  iliklerimizde hissediyoruz.

          Efendimiz Aleyhisselatı Vesselamın, “Kim bir zalime yardım ederse, Allah o zalimi ona musallat eder.” Şeklindeki evrensel Buyruğunu asla aklımızdan çıkarmıyoruz.

           Ve bu gidişle hem Milletimizi ve hemde İslam Ümmetini çok daha karanlık zamanların beklediğini görüyoruz ve korkuyoruz.

            İşte AKP’nin fabrika ayarlarının uykularımızı kaçırmasının sebebi budur İşgalle ilgili Batı bütün güçlerini  Orta doğuya çevirmiş, Müslümanları katletmede yarışıyorlar.

            Sebebi hepimizce malum. Allah güçlünün değil, haklının, mazlumun yanında yer alacaktır.