Mutlakıyet döneminde…
1909 da 31 Mart isyanı dolayısıyla kurulan Yıldız Mahkemesinde Padişah II. Abdülhamit suçlu bulunmuş ve çıkan olaylara yeterince müdahale etmediği gerekçesiyle mahkeme kararı ile tahtından indirilmiş yerine Mehmet Reşat Padişah yapılmıştır.
Mehmet Reşat şimdiki İngiltere kraliçesi gibi sembolik bir Padişahlık yapmış, kanunlara uymak, meclis üstünlüğüne gölge düşürmemek ve hükümet işlerine karışmamak konusunda azami dikkat göstermiştir. Bu yüzdendir ki onun döneminde Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı gibi önemli gelişmeler olmasına rağmen bu olayların içinde Padişahın adı pek geçmemiştir.
Cumhuriyet döneminde….
1928 yılında İtalya elçiliği bir resepsiyon vermiş ve bu törene Yargıtay üyeleri de çağırılmıştı. Mustafa Kemal Paşa hakimleri burada görünce niye geldiklerini sormuş, onlar da davet edildikleri için geldiklerini söylemişlerdi.
Ertesi gün Mustafa Kemal Paşa’nın emriyle Yargıtay Eskişehir’e sürülmüş ve 1950 yılına kadar çalışmalarını orada yürütmüştü.
Mutlakıyet döneminde...
1905 yılında Padişah II. Abdülhamit’e Ermeni komitacılar tarafından bir suikast düzenlenmiş Padişah saldırıdan kıl payı kurtulurken 26 kişi ölmüş 58 kişi de yaralanmıştı. Suikastı Belçikalı terörist Edward Jorris gerçekleştirmişti. Jorris yakalandı. Önce idama mahkum edildi. Sonra Padişah tarafından cezası müebbet hapse çevrildi. Daha sonra da af ile salıverildi.
Bu olay hakkında Tevfik Fikret “Kurdun damını ey şanlı avcı / heyhat ki heyhat vuramadın” şiirini yazdı ve hakkında her hangi bir soruşturma açılmadı.
Cumhuriyet döneminde...
1926 yılında Mustafa Kemal Paşa’ya karşı bir suikast teşebbüsü oldu. Soruşturma sonunda işin arkasında olduğu ileri sürülen Ziya Hurşit, Laz İsmail, Gürcü Yusuf, Çopur Hilmi, Şükrü Bey, Ayıcı Arif, İsmail Canpolat olmak üzere 13 kişi idam edilmiştir.
Ayrıca bu olayla dolaylı ilgileri olduğu gerekçesi ile Mustafa Kemal Paşa’nın eski silah arkadaşları olan Kazım Karabekir, Rauf Orbay, Refet Bele, Ali Fuat Cebesoy gibi isimler de hapse atılmıştı.
Konuyla ilgisi olmadıkları halde bu komutanların içeri atılmasına razı olmayan İsmet Paşa mahkeme başkanı Kel Ali’ye onlar hakkında şefaat etmeye kalkmış, aynı gün İsmet Paşa da yakalanıp hapse atılmıştır.