Nerede o eski bayramlar sözü artık dillerde bir gülümsemeye dönüştü. Evet, gerçekten yok artık o eski bayramlar. İnsan çocukluğunda yaşadığı bayram hazzını düşününce bugününden zevk almaz oldu. Hep bir hasret ve iç çekmelerle anar oldu yaşadığı günleri. Neden böyle oldu ki
Yaşanan ekonomik şartlardan mı, yoksa çocukluğa duyulan özlem mi veya bir türlü alamadığı ruhsal doyum mu, Doyumsuzluk mu. Belki de insanlığın süratle bir egoizme doğru gitmesidir.
Eskiden geniş ailelerde yaşarken artık daha bireysel bir yaşam sürmemizden de olabilir. Bunlar gibi binlerce soru çıkarılabilir aslında.
Belki de hepsi
Herkes aynı şeyi söyleyip duruyor hani o eski bayramlar diye, ama kendisine dönüp bir baksa kendi ne yapıyor o eski günleri yaşatmak için…
***
Bayramlar sosyal dayanışma, karşılıklı sevgi ve hoşgörü ile birlik beraberliğin tesis edildiği özel günlerdir. Her yıl ömrü yetenlerin şahit olduğu bu güzel günler küslerin barıştığı, sıla-i Rahim’in yapıldığı, fakirlerin hatırlandığı ve toplumda bir neşe havasının oluştuğu nadide günlerdir. Bu günler içerisinde kurban bayramının ayrı bir yeri vardır. Çünkü Kurban Bayramında kurbanlar kesilir, her evde ayrı bir tatlı telaş yaşanır, imkânı olanlar kurban ibadetini yerine getirmenin heyecanını yaşar, ihtiyaç sahipleri de zengin kardeşlerinin kendilerini hatırlamasını beklerler.
Bu açıdan Kurban bayramının bireye, topluma, sosyal alana bakan birçok yönü vardır. Kurban bayramının gelişiyle toplumda yaşanan havayı, bayramın nasıl geçirilmesi gerektiğini, bayramın önemini anlatan ilahiyatçı hocalar, bayramın bir ibadet şuuruyla geçirilmesi ve bu güzel günlerde Allah’ın yasak ettiği davranışlardan kaçınılması gerektiğini belirttiler.
Birlik ve beraberliğin kuvvetlendiği, aramızdaki muhabbetin artmasına vesile olan Kurban bayramları aynı zamanda pek çok güzel örf ve âdeti de beraberinde getiren müstesna günlerdir. Bu günlerin kendine has ikliminde yer alan ve günümüzde de halen devam eden 7 bayram âdetimizi hatırlayalım ve bu bayramda da elimizden geldiğince uygulamaya gayret edelim. Hayırlı Huzurlu Bereketli bayramlar…
1.Bayram Öncesi Hazırlık:
Bayram, esasında oruç ibadetinden sonra verilmiş İlahi bir ikramdır. Bayramlar sevinçtir, mutluluktur. Bu günleri en iyi şekilde geçirebilmek için bayram öncesinde hummalı bir hazırlığa girişilir; “bayram tıraşı” olunur, “bayram temizliği” yapılır. Osmanlı’da da bütün bu hazırlıklar, bayramdan on-on beş gün önce başlardı. Bayramlık elbiseler biçilir, dikilir ve birer bohça içine konulup hazır edilirdi. Bayram arefesinde payitaht İstanbul, baştanbaşa temizlenmiş ve bayramı karşılamaya hazır hâle getirilmiş olurdu.
2. Bayramlaşma:
Bayramlaşma, musâfahalaşma bayramın olmazsa olmazlarındandır. Bazı değişikliklerle beraber günümüzde de devam ettiği üzere bayram namazından sonra ilk tebrikleşmeler başlar, herkes birbiriyle bayramlaşır, ulemanın ve yaşça ileri olanların elleri öpülüp hayır duaları alınır. Bayram namazından sonra, kabir ziyaretleri yapılır, Kur’ân-ı Kerîm’den muhtelif sureler ve aşırlar tilâvet edilerek ahirete irtihal eden geçmişlerimiz de unutulmaz. Bundan sonra bayramlaşma evlerde devam eder. Osmanlı devrinde de bayram merasimleri çok büyük ehemmiyet ve itina ile yapılırdı. Bu merasimlerin başında sarayda yapılanlar gelirdi. Fatih Sultan Mehmed Han tarafından kânun hâline getirilen bayramlaşma merasimlerinin belli usul ve kaideleri vardı.
3. Sıla-i Rahim:
Bayramlar aynı zamanda akrabalarla bir araya gelmek için bir vesiledir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadislerinde “Sıla-i rahim (akrabayı gözetmek ve ziyaret etmek) ve güzel ahlak, memleketleri mamur eder ve ömürleri artırır.” buyurmuşlardır. Bu müjdelere layık olmak için bayram en güzel vasıtadır.
4. Bayram Tatlısı:
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) bayram sabahları hurma yemesinden mülhem İslâm kültüründe doğan bayram tatlısı yapma ve ikram etme geleneği günümüze kadar süre gelmiş tatlı bir âdettir. Bayram tatlıları çoğu zaman günler öncesinden hazırlanıp misafirlerin ikramına sunulmayı bekler. Ayrıca bayram şekeri de bu güzel günleri süsleyen vazgeçilmez tatlardandır. Fakat tatlıyı fazla kaçırmak ağzımızın tadını kaçırabilir, dikkat!
5. Çocukları Sevindirme:
Bayram günleri çocuklar için ayrı bir mana taşır. Bayramın sevincini ve heyecanını günler öncesinden yaşamaya başlayan çocuklar yeri gelir bayramlıklarıyla beraber yatar, yeri gelir bayramda ne kadar harçlık toplayacağının hesabını yapar. Bayram günlerinde çocukların başlarını bir okşama, bir şeker, mendil veya harçlıkla gönüllerini hoş etme, onların küçük dünyalarında büyük anlamlar ifade etmektedir.
6. Misafire İzzet ve İkram:
Bayram günlerinin kendine has yemek sofraları vardır. “Bayram ziyafetleri”nde her ev sahibi imkânı nispetince misafirine izzet ve ikramda kusur etmemeye çalışır. Osmanlı saray mutfağında da bayram sofralarına özel hazırlıklar yapılır, bütün eksikler tamamlanır, kurulacak ziyafet sofralarında misafirlere ikram edilecekler önceden tespit edilirdi. Bayram merasimlerinde gerek halka gerekse saray ahalisine ziyafetler verilirdi.
7. Kartpostaldan Kısa Mesaja Bayram Tebrikleri
Gelişen teknoloji ile beraber tebrik kartları ve kartpostalların yerini, elektronik postalar ve kısa mesajlar aldı. Her ne kadar formu değişse de, uzak mesafedeki tanıdıkları hatırlamak ve gönüllerini almak maksadıyla bu bayramda da bizden haber bekleyenleri unutmayalım…
Selam Dua Ve Ahde Vefa İle, Kalın Sağlıcakla
Ar-Ge Yazarı /Furkan EREN
Maraş Pusula Haber - www.maraspusula.com