Dost; ölünceye kadar devam eden beraberliğin adıdır…
“Dostluk sofrada değil, zindanda belli olur.” diyen Sadi Şirazi aslında dostluğun zor zamanlarda,darlık zamanlarında ortaya çıktığını ifade etmektedir…
İnsan, karşısındakine değer verdiği oranda insandır…
Yalnızlığı, bireyselliği ve hedonistliği tercih eden insanlar, insanlıktan ve dostluktan nasiplerini alamazlar ve hayatta asla mutlu olamazlar…
Biz bunu etrafımızda görebiliyoruz ve gözlemleyebiliyoruz…
Başkasına, ötekine saygısı ve sevgisi olmayanın kendisine de, yakınlarına da bir faydası olamaz…
İnsan her zaman servete, makama ve şöhrete sahip olabilir ama gerçek dosta her zaman sahip olamaz…
Gerçek dostlar en zor zamanlarda ortaya çıkarlar…
Hayat yolculuğunda mal ve servet seni yalnız bırakabilir, ama gerçek dost, asla seni yalnız bırakmaz…
Bu sebeple gerçek zenginlik ve gerçek rütbe, iyi bir yol arkadaşına sahip olmaktır.
En büyük zengin, gerçek bir dosta sahip olandır…
Dostluk, yolculukta belli olur…
Dostluk, alışverişte belli olur…
Dostluk, komşulukta belli olur…
Dostluk, hastalıkta belli olur…
Dostluk, zindanda belli olur…
Dostluk, yerken içerken sofrada belli olur…
Dostluk, yerken karşısındakini düşünmektir, en güzelini ona bırakmaktır, en güzelini ona ikram etmektir…
Dostun aç iken sen tok olamazsın…
Dostuna ikram etmeden sen yiyemezsin…
Dostuna en güzelini sunmadan sen başlayamazsın…
Hayat yolunda yürürken, gülerken, sevinirken, mutlu olurken, göz ucuyla da dostu gözetmek,dostunu görmek ve ona göre adımını atmak zorundasın…
Çünkü, Muhammed (a.s);”Kişi dostunun dini üzeredir.” Buyurmaktadır…
Arkadaşın neyse, sende aynısındır…
Kişi, kişinin aynasıdır…
Dost, dostunu ölünceye kadar takip eder, ölünceye kadar onu yalnız bırakmaz…
Sevinçlerine ve acılarına ölünceye kadar ortak olur…
Tabiki dostluğu perçinleyen ve devamını sağlayan, Allah’a olan bağlılıktır…
Allah’a olan kulluk ve bağlılık azaldıkça, dostlukta çatırdamaya ve zayıflamaya başlar…
Dostluğu kuvvetlendirmenin ve devam ettirmenin şartı, Bizi yaratan Allah’a yakınlıkla doğru orantılıdır…
Evlerimizdeki mutluluğun devamıda, Allah’a yakın olmakla yakından alakalıdır…
Sevgi arttıkça, aile bağları kuvvetlenir…
Öfke arttıkça da, aile bağları zayıflar…
Ailedeki dostluk, bütün dostlukların başlangıcı ve ilkidir…
Çocuklarımızla dost olabiliyor muyuz?
Onlar her türlü sorunlarını bizimle paylaşa biliyor mu?
Onların sevinçlerine ve acılarına ortak olabiliyor muyuz?
Dostluğun birinci şartı olan, Allah’a bağlılığı ve kitap okumayı, hayatımızın ilk sırasına koymadığımız takdirde, bütün dostluklar ve özellikle aile bağları, pamuktan bir ipliğe bağlı olarak kalacak ve birgün mutlaka kaybolacaktır…
Selam ve dua ile kalın…