Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili E. Semih Yalçın, CHP'den gelen kayyum açıklamalarına ilişkin, "İçine kaçan HDP'yi çıkarmak istemeyen ve bundan haz duyduğu anlaşılan CHP'nin, PKK güdümündeki belediye başkanlarının hamisi kesilmesi bizi şaşırtmamıştır" dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili E. Semih Yalçın, HDP'li Diyarbakır, Mardin ve Van belediyelerine kayyum atanmasına ilişkin yazılı basın açıklaması gerçekleştirdi.
Türkiye'nin bölücü mihraklara karşı içeride ve dışarıda olanca gücüyle güvenlik ve egemenlik mücadelesi verdiğini belirten Yalçın, "PKK'nın siyasi kanadı HDP, halkın emanet oylarıyla kazandığı belediyelerde 'eski hamam, eski tas' dedirten muzır icraatlarına daha ilk günden başlamıştır. Halkın oylarıyla belediyelerin başına geçenlerden böyle bir nazik dönemde beklenen, devletin imkanlarını çarçur etmeyip yine halkın ihtiyaçları için seferber etmek, milletimizin beka mücadelesinde yanında yer alarak bin yıllık kardeşliğin gereğini yerine getirmektir" ifadelerini kullandı.
Yalçın, yaşadığımız coğrafyada hür ve müstakil bir devlet olarak hayat sürmenin; emperyalizmin içerideki ve dışarıdaki taşeron ve aktörlerine karşı milletçe omuz omuza mücadele verilerek bin yıllık kardeşlik hukukunun korunması sayesinde mümkün olduğunu aktardı.
"BELEDİYELERE KAYYUM ATANMASI YERİNDE ALINMIŞ BİR KARARDIR"
Diyarbakır, Mardin ve Van belediyelerinin göreve başladıkları ilk günden itibaren PKK'nın sevk ve idaresinde bölücü faaliyete giriştiğini ifade eden Yalçın, "Halkın hizmet görmek için verdiği geçici oylar; PKK'ya kaynak aktarmalar, hukuksuz atamalar, gayrimeşru iş ve işlemlerle istismar edilmiştir. Antidemokratik, haksız ve yasa dışı yöntemleri, çalışanlara yönelik kıyım ve zulüm takip etmiş, çok sayıda belediye görevlisi işinden atılmıştır. Dolayısıyla; kanunsuz eylem ve icraatlarından ötürü hükümetçe üç HDP'li belediyeye kayyum atanması, zamanında ve yerinde alınmış bir karardır. Millete rağmen birlik ve beraberliğimizin temeline dinamit koyanların, bin yıllık kardeşlik hukukuna kastedenlerin hainane çabaları karşılıksız bırakılmamıştır, bundan sona da bırakılmayacaktır" açıklamasını kaydetti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kayyum atamalarıyla ilgili değerlendirmesini hatırlatan Yalçın, "Devlet Bahçeli, sadece MHP'nin tutarlı siyasi görüş ve kararlı tutumunu ortaya koymakla kalmamış; aynı zamanda kamu vicdanını aksettirmiş, milletimizin hissiyatına tercüman olmuştur. Millete kafa tutanların, devletin yasalarına başkaldırarak meşruiyetten sapanların sonu hüsrandır" ifadelerine yer verdi.
CHP'den 3 belediyeye kayyum atanmasıyla ilgili gelen açıklamalara ilişkin Yalçın, "CHP sözcüleri tarafından siyasi darbe, sözde Kürt sorununun çözümünü engelleme gibi içi boş değerlendirmelerle gösterilen tepkiler; CHP'nin sözde çözüm ve açılım sürecine sahip çıktığının işareti olmuştur. İçine kaçan HDP'yi çıkarmak istemeyen ve bundan haz duyduğu anlaşılan CHP'nin, PKK güdümündeki belediye başkanlarının hamisi kesilmesi bizi şaşırtmamıştır. Seçimle gelenin kayyumla gitmesinin meşru ve haklı gerekçelerini yok sayarak bunu sandığa darbe olarak göstermek de CHP'nin öteden beri sergilediği şaşı ve şaşkın politik anlayışın izharıdır. Sandık demokrasisi, PKK'yı meşrulaştırmanın gerekçesi olamaz" dedi.
"GÜL VE DAVUTOĞLU'NUN TAVRI PKK'YA VERİLMİŞ ZIMNİ BİR DESTEKTİR"
Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, üç belediyeye kayyum atanmasına yönelik tepkilerine yanıt veren Yalçın, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"PKK'nın siyasi kanadı lehinde tepki göstermesi ise işin manidar ve vahim bir başka yanıdır. Görevden almaların demokrasimiz için doğru olmadığı görüşünü savunan tweet atan Abdullah Gül'ün ve Davutoğlu'nun tavrı; hukuksuzluğa, kanunsuzluğa ve terör örgütü PKK'ya verilmiş zımni bir destektir. Cumhurbaşkanlığı düzeyinde görev yapmış, geçmişte başbakanlık görevini üstlenmiş eski politikacıların; kaleminden damlayan ifadeleri menfaat ve kirli hesap çarkından değil, akıl ve feraset süzgecinden geçirmesi elzemdir. Bu makamlarda görev yapmış olmak; hiç kimseye devletin temel çıkarlarını zedeleyen, milletimizin birlik ve bütünlüğünü hedef alan terörist faaliyetlere sorumsuzca destek verme ve aklına eseni söyleme hakkı tanımamaktadır. Herkesin ve her kurumun ağzından çıkanı kulağının duyması, sadırla satır arasındaki mesafenin korunması, fikrin ve bedenin aynı safta durması gereken hassas bir dönemden geçtiğimiz; asla akıldan çıkarılmamalıdır. Bu bağlamda MHP; milli çıkarlarımızın yılmaz savunucusu ve egemenlik haklarımızın bekçisi olarak uyarılarını sürdürmekle kalmayacak, hükümetin terörle mücadelede gösterdiği haklı çabalara desteğini tereddütsüz sürdürecektir."