Bütün Müslüman devletlere bilhassa Türkiye’ye karşı, batının (haçlı ittifakının) tutumu ortadadır. Büyük İsrail Devletini kurdurmak için, terör örgütlerine son model silahlar vererek Siyonizm’in güçlenmesi için adeta yarışıyorlar. Teröristleri Islama karşı güçlü bir devlet yapmada kullanıyorlar. Çünkü terörün elinin güçlendirilmesi Siyonizm’e güç kazandıracaktır. Bu nedenle ilk etapta çalışmalarını Türkiye’nin bertaraf edilmesi yönünde kullanmaktadırlar. Ne yazık ki terör örgütlerine destekte, başı çeken ABD ile Münbiç’in temizlenmesi için devriye çalışması başlatıldı ama temizlenmesi yönünde verdiği sözü yerine getirmedi. Rahmetli Erbakan sık sık ifade ederlerdi “küfür tek millettir. Türkiye’nin İktisadi, Ticari, Sosyal ve Askeri alanda güçlenmelidir” derlerdi. Bunun içinde sanayileşmeyi her zaman ön plana çıkarır, bütün toplantılarında ve konuşmalarında özellikle dile getirirlerdi.
Bunun için Erbakan AET (Avrupa Ekonomik Topluluğu)’na karşı gelişmekte olan 8 İslam devletleri; Türkiye, İran, Pakistan, Bangladeş, Malezya, Endonezya, Mısır, Nijerya ile birlikte İktisadi, Ticari, Sosyal ve Askeri alanda İş Birliği Teşkilatını yani D-8’i kurdu. Ortak para birimi olarak DİNAR’ı gösterdi. Artık Dolar değil Dinar kullanılacaktı. Ertesi sabah basın büyük eleştirilerle para birimi üzerinde hoş olmayan ifadeler kullandılar. Ama AET boş durmadı. Eğer bir tedbir almazlar ise, Erbakan bütün muslukları kapatacak, kısa zamanda güçlü kendisine yetecek, para ve hizmet 1 milyarın üzerinde nüfusa sahip D-8 İslam Devletlerinde kalacaktı. Bu sebeple Vatikan’ın öncülüğünde bir araya gelerek AET (Avrupa Ekonomik Topluluğu sadece Ekonomik İş birliği idi) İktisadi, Ticari, Sosyal ve Askeri alanda işbirliği teşkilatına dönüştürdüler ve para birimi olarak EURO yaptılar. Yine bizim medya Erbakan haklıymış dediler ama atı alan Üsküdar’a geçmişti.
D-8 TSO (Türkiye Sanayi Odası) Genel Kurulu ve D-8 TSO İş Formu toplantısında TOBB Başkanı Sayın Hisarcıklıoğlu bu güne kadar alışılagelmişlerin dışında D-8’in önemi açısından çarpıcı açıklamalarda bulundu. “Bilhassa merhum Prof.Dr. Necmettin Erbakan ve ekibini minnetle, rahmetle andıklarını söylediler”. Kendilerinden Allah razı olsun. Bu güne kadar AB’ne gösterilen önemin yarısını D-8’e gösterilmiş olunsa idi. İslam devletlerinin durumu böyle olmazdı. Bilhassa ortaya koydukları ve aşağıda belirtilen umdeleri açıklamaktan geçmediler, bunlar;
-D-8 çatışma ihtilaf yerine, barış,
-D-8 karşı karşıya gelmek yerine, diyalog,
-D-8 istismar yerine, iş birliği,
-D-8 çifte standart yerine, adalet,
-D-8 ayırımcılık yerine, eşitlik,
-D-8 baskı yerine, demokrasi,
İşte hayranlıkla her an andığımız bu ilkelerle kurulmuş ve D-8’in temelini oluşturmuşlardır.
Üzülerek ifade ediyorum ki; Dünyada 44 bölgede savaş acımasızca devam ediyor, bunun 35 tanesi İslam Ülkelerinde oluyor. İslam Ülkelerindeki savaşlar, başlangıçta işgal arkasındanda işgalci ülkelerinin organizesi ile iç savaşa dönüşüyor. En çözümsüz, zor ve yok oluş İç Savaşla olmaktadır. Eğer D-8 aktif hale getirilseydi hiç kimsenin burnu kanamazdı. İslam Ülkeleri kendi meselelerini kendileri çözerdi. Ne yazık ki heykelin önünde atılan ve içimizi kanatan imzalar atılmasaydı, durum böyle neticelenmezdi. Mutlak surette bu olumsuz tabloya acilen değiştirmeliyiz. Hükümetimizin gerekli adımlarını atacağına inanıyorum. Bir yerden başlanılırsa ilk etapta ticaretimizin beş kat artacağına kanıyım. 1 milyar üzerinde nüfusa sahip olduğu söylenen D-8 ülkelerinin refahı buna bağlı. Millet olarak’ta yükümlülüğümüzü fark etmeliyiz ve Eşrefi-Mahlûkat olduğumuzu unutmamalıyız. Cenabı Allah kullarına;
1-Doğruyu yanlıştan,
2-Güzeli çirkinden,
3-Faydalıyı zarardan,
Adaleti zulümden, ayırt eden özellikler vermiş. Topladığımızda:
Eşrefi-Mahlûkat, yani yaratılanlardan sadece, bu şeref insana verilmiştir. Sorumluluğumuz çok büyük, yerine getirirsek ecride daha büyük olacaktır. Allah bizleri bu idrak içerisinde daim eylesin. Vesselam…