Bilim, Teknoloji

İsrail, Gazze’yi hem bombalarla hem dijital nefret ile vuruyor

Abone Ol

"Dijital Milli Güvenlik Politikaları" adlı kitabın yazarı, stratejist Cem Bağcı, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını, “dijital diplomasi” açısından değerlendirdi. Ülkelerin siyasi diplomasilerde güvenli bir alan oluşturmak için her zaman farklı yöntemler geliştirdiğine işaret eden Bağcı, dijital istihbarat kanallarının da bu yöntemlerden biri olduğuna dikkat çekti.

“Artık siber silahlarınız da olmalı”

Deneyimli stratejist Cem Bağcı, şöyle devam etti; “Değişen dünya düzeninde bilgi ve dolaylı olarak istihbarat dijitalleşti. Dijital dünyadaki faaliyetler artık istihbaratın bir konusu haline geldi. Dolayısıyla ülkelerin milli güvenlik politikaları da dijital dünyadaki gelişmelere göre yeniden şekilleniyor. Siber güç, ülkelerin milli politikalarını koruyabilmeleri için önemli bir faktör haline geldi. Yani artık konvansiyonel silahlar kadar siber silahlarınız da olmalı.” dedi. Siber gücün, dijital milli güvenlik politikalarının bir parçası olduğuna dikkat çeken Bağcı, bu çerçevede dijital diplomasinin önemine işaret etti. Özellikle Covid-19 sürecinde ülkeler arası ilişkilerin dijital diplomasi ile yürütüldüğünü vurgulayan stratejist Bağcı, son günlerde İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını dijital diplomasi çerçevesinden değerlendirmek gerektiğini kaydetti.

“Devletler artık dijital ortamda mesaj veriyor”

Cem Bağcı, şu ifadeleri kullandı; “İşgalci politikaları ile yıllardır Filistin’e vahşice saldıran İsrail, her Ramazan ayında olduğu gibi bu yıl da Gazze’de, çocukların da aralarında bulunduğu çok sayıda masumu katletti. Üstelik İsrail, pişkince, bu terör saldırılarına devam edeceğimi açıklıyor.”

İsrail’in terör saldırılarına Müslüman ülkeler arasında sadece Türkiye’nin en üst düzeyde tepki verdiğine dikkat çeken Bağcı, Cumhurbaşkanlığının ve Dışişleri Bakanlığının dünyaya yaptığı çağrıyı hatırlatarak, “Aslında bu çağrılar dolaylı olarak dijital diplomasinin bir parçası. Devletler artık milli güvenlik politikaları konusunda dijital ortamda mesajlar veriyor. Böylece geniş kitlelerden destek alabiliyorlar.” dedi.

“Netanyahu’nun oğlu, kinini dijital ortamda kusuyor”

Türkiye’nin çağrısına, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun oğlu Yair Netanyahu’nun sosyal medyadan cevap verdiğini anımsatan Bağcı, şunları kaydetti; “Netanyahu’nun oğlu, sosyal medyadan kin ve nefret ortamı organize etmeye çalışıyor. Kinini dijital ortamda kusuyor. Bir bakıyoruz sözde ‘Kürdistan’ bayrağı ile güya Türkiye’ye mesaj veriyor. Ardından İsrail vatandaşlarını, Türkiye'yi boykot etmeye çağırıyor. Geleneksel diplomatik teamüllerde böyle bir olaya tanık olamazsınız. Ama dijital kanalların toplumun hücrelerine kadar yaygınlaşması sebebiyle Netanyahu’nun oğlu gibi vasıfsız kişiler kin ve nefret tohumları ekmek için dijital kanalları kullanıyor. Bir bakıma İsrail, Gazze’yi hem bombalarla hem dijital nefret ile vuruyor.”

“Dijital diplomasi, dijital ülke markalaşmasıdır”

Cem Bağcı, bu örneğin dijital diplomasinin önemini ortaya koyduğunu vurguladı. “Dijital diplomasi, yumuşak güçtür; dijital ülke markalaşmasıdır.” diyen Bağcı, sözlerini şöyle tamamladı; “Teknolojiye dayalı özgürlük, halkın taleplerini önemseyen bir diplomasiyi gerektiriyor. Klasik diplomasi, sorunları artık internet yoluyla çözülmeye çalışılıyor. Siyasi aktörlerin sosyal medya kullanımları tam olarak dijital diplomasi olarak değerlendirilemez; ancak dijital diplomasi için bir temel niteliği taşıyabilir. Bu sebeple İsrail örneğinde olduğu gibi dijital diplomasiyi ve dijital kanalları milli güvenlik politikaları çerçevesinde değerlendirmek gerekiyor.”