İlkokul çağında kitaplara merak sararak okuma alışkanlığı kazanan 56 yaşındaki Yakar, daha sonra eline geçen her parayla kitap satın almaya başladı.
Zamanla biriktiği kitapları muhafaza etmekte zorlanan Yakar, evinin çatı katını kitapları için özel alana dönüştürerek yaklaşık 20 bin kitabını buraya taşıdı.
Evinin çatı katından, lavabo haricinde hemen hemen her yerden adeta kitap fışkıran Yakar, iş yerinde de 5 bine yakın kitap bulunduruyor.
Aynı zamanda yazar olan ve çok sayıda kitabı yayımlanan Yakar, AA muhabirine, tutkuya dönüşen kitap sevgisini anlattı.
Günlük ortalama 150 sayfa kitap okuduğunu, çocukluğunda başlayan kitap sevgisiyle bugüne dek on binlerce kitap bitirdiğini belirten Yakar, çocukluğundan beri eline geçen her parayla kitap aldığını aktardı.
Yakar, kitapları çok sevdiğini ve her zaman kitap kokulu ortamlarda bulunmaya gayret gösterdiğini dile getirerek şöyle devam etti:
"Babam ilkokul yıllarında beni çarşıda bir terzinin yanına çırak olarak vermişti. Orada çizgi roman okuyan bir ağabey vardı. Ondan çizgi roman alıp okumaya başladım. Daha sonra haftalık dergileri takip ettim. Onlar bana okuma alışkanlığı kazandırdı. Okuduğum hiçbir kitabı kaybetmeyi, bir yerlere atmayı veya birilerine vermeyi göze alamadım. Çünkü kitaplar çok kıymetliydi, seviyordum. Babamın emekli maaşıyla aldığı ilk kitap 'Köroğlu' hikayesiydi, hala saklarım. Ondan sonra çalıştığım haftalıklarımla kendime kitap almayı şiar edindim. Çırak olarak çalışıyordum, her hafta sonu haftalığımı aldığımda kitapçıya giderek kitap alıyordum. Bu kitaplar bu şekilde birikti."
Hayatını kitaplara göre şekillendirdiğini belirten Yakar, çevresindeki arkadaşlarının kendisine "kitap kurdu, ayaklı kütüphane, kitap delisi" gibi söylemlerde bulunduğunu söyledi.
- Kitaplar İstanbul'dan Kahramanmaraş'a taşındı
Yakar 10 yıl İstanbul'da çalıştıktan sonra Kahramanmaraş'a taşındığını anlatarak şöyle konuştu:
"Kahramanmaraş'ta görev yapmaya başlayınca bir kamyon kitapla taşınmıştım. Ev eşyasından ziyade kitaplarım vardı. Kitaplarımı nasıl muhafaza ederim diye düşünürken, Kahramanmaraş'ta ev için bir kooperatife üye oldum. Kooperatifte en üst kattaki evi, çatı katını kimse kabul etmiyordu. Ben de bir şartla kabul ettim. Yetkililere 'En üst katı ben alırım, çatıyı kullanmak bana ait olacak, kimse orada hak iddia etmeyecek.' dedim. Yönetim kararını aldı ve burası oldu. Dört tarafı tamamen kitaplarla dolu. 8 katlı binanın çatısında böyle bir manzara var. Burası ön ve arka olmak üzere 2 odadan oluşuyor bir de odaları birbirine bağlayan hol var. 2 oda ve holün tamamını kitaplık olarak kullanıyorum."