Ormanlarda ağaç kesimi yaparak geçimini sağlayan İsmail Kök, 9 Eylül 2016'da arkadaşları Ramazan Mağra ve Mehdin Kaylıalp ile birlikte izinli ağaç kesimi yapacakları sahayı görmek için Tunceli'nin Hozat ilçesine gitti. 3 arkadaşın bulunduğu 46 ZD 655 plakalı minibüs, Bozsivritepe mevkiinde geçerken terör örgütü PKK'nın yola döşediği el yapımı patlayıcı infilak etti. Patlamada, Ramazan Mağra olay yerinde öldü, cesetlerine ulaşılamayan Mehdin Kaylıalp ile İsmail Kök'ün ise teröristler tarafından kaçırılmış olabileceği düşünüldü. Ancak 11 Şubat 2017'de Tunceli Valiliği, DNA testi sonucu Kaylıalp ile Kök'ün öldüğünün tespit edildiğini açıkladı. İsmail Kök, Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 3 Mart 2017 tarihli yazısı ile de 'Öldü' denilerek nüfustan düşürüldü.
Fatma Kök, eşi İsmail Kök'ün nüfustan düşürüldükten sonra sivil şehit sayıldığını söyledi. Bunun üzerine kendisine tazminat ödenip maaş bağlandığını belirten Fatma Kök, "'Yoldan geçerken patlama oldu ve patlamada öldü' denildi. DNA testi, kan örneğinden öldüğü söylendi ama bize ölüm raporu verilmedi. Eşimin patlamada parçalandığını söylediler. Ama bir parçası bile bulunamadı" dedi.
Sivil şehit İsmail Kök'ün kızı Leyla Kök ise ilk etapta babası ve arkadaşının kaçırıldığının söylendiğini ve 3 ay boyunca bulunmasını beklediklerini ifade ederek, şöyle konuştu:
"3 ay sonra tekrar komutanlar aradı ve bizden DNA için örnek alacaklarını söylediler. Amcam örnek verdi ve 3 ay daha bekledik. 6'ncı ay dolduğunda DNA'ların uyuştuğunu, babamın da olay yerinde öldüğü söylendi. Ama bize kağıt üzerinde bir şey gelmedi. Sadece internet üzerinden 'Öldü' diye nüfustan düşürüldü. Evimize ölüm raporunu bile yollamadılar. Madem o patlamada öldü babam, Ramazan Mağra'nın cesedinin yüzde 90'ı geliyor. Ama babamın ufak bir parçası bile gelmedi. Cumhurbaşkanımızdan ilgilenmesini istiyorum. Tekrar araştırılsın, tekrar soruşturulsun. Madem babam öldü, bir ufak parça gönderilsin."
Terör örgütü PKK'nın aynı yıl Diyarbakır'da 15 ton patlayıcı ile yaptığı saldırıda parçalanarak ölen 13 kişinin cenazelerinin ailelerine teslim edildiğini, ancak el yapımı bir patlayıcıda hayatını kaybeden babasının cenazesinin bulunamadığını belirten Leyla Kök, "3 yıl değil, 6 yılda geçse, 9 yılda geçse ben babamın cenazesini istiyorum. Çünkü bir ömür boyu içimde dert olacağına Cumhurbaşkanımızdan istiyorum. Yardım etsinler, tekrar arama mı yapılıyor, araştırılıyor mu, soruşturuluyor mu, ne yapılırsa yapılsın, ama babamın cesedinden bir parça da olsa bize ulaştırılsın. Çok kötü bir durum, kimse anlamaz bunu" diye konuştu.
'BABAMIN BİR MEZARI OLSUN İSTİYORUM'
DNA testi sonrası kendilerine ilk önce babası İsmail kök ile Mehdin Kaylıalp'e ait 6 kavanoz ceset parçası olduğu ve bunların ayrıştırılması için İstanbul'a gönderildiğinin aktarıldığını anlatan Kök, daha sonra 400 gram kemik parçasının Mehdin Kaylıalp'in ailesine teslim edildiğini söyledi. Babasının cenazesini istediğini belirten gözü yaşlı Leyla Kök, "Babamın sadece bir kan lekesinin olduğunu söylediler. Onu da teslim etmediler. Onu teslim etmeyi geçin, 'Olay yerinde telefonu var, kimliği ve bir miktar cüzi para var' dediler, onları da bize teslim etmediler. Bir de mantığım almıyor; olay yerinde kimliği bulunuyor, telefonu bulunuyor, onlar sapasağlam duruyor ama babama ait hiçbir parça bulunmuyor. 3 kişi ölüyor, 3 kişiden biri yüzde 90 oranında bulunuyor, 2 kişinin el kadar bir parçası yok mu? Babamın mezar olsun istiyorum. Babamın bir mezarı olsun ve gidip duamı okuyup geri dönmek istiyorum" diye konuştu.