Anadolu Yayıncılar DerneğiAnadolu Sohbetleri programı çerçevesinde bu hafta AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’ı ağırladı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, “Türkiye için Erdoğan’ın liderliği büyük bir avantajken, içeride Trump’un gönderdiği mektubu grup toplantısında okuyan, Türkiye’ye saldıranların argümanları ile konuşan bir muhalefet görmek insanı hayal kırıklığına uğratıyor” dedi.

Anadolu Yayıncılar Derneği tarafından düzenlenen “Anadolu Sohbetleri” programına katılan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin Suriye bağlamında önemli diplomasi başarıları elde ettiğini belirten Ünal, “Bizi üzen en temel şey şu; Kemal Kılıçdaroğlu’nun grupta yaptığı konuşmayı dinlediğimde büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Türkiye’nin Erdoğan’ın liderliği gibi önemli bir avantajı var. Bu meseleye siyasi bir perspektiften ziyade milli bir perspektiften bakmak gerekiyor. Erdoğan’ın uluslararası alanda nasıl bir oyun kurucu olduğuna baktığınızda Türkiye için Erdoğan’ın liderliği büyük bir avantajken, içeride Trump’un gönderdiği mektubu grup toplantısında okuyan, Türkiye’ye saldıranların argümanları ile konuşan bir muhalefet görmek insanı hayal kırıklığına uğratıyor” dedi.

Rusya ve ABD ile aynı anda diplomasi yürütüldüğünü, her ikisinden de istenilenin alındığını, Merkel, Macron, Johnson gibi liderlerin görüşmek istediklerini belirten Mahir Ünal, “Birde bakıyorsunuz ki CHP’den birileri çıkmış, Türkiye’ye saldıran lobilerin argümanları ile AK Parti’ye ve Recep Tayyip Erdoğan’a saldırıyor. Bu mesele siyasi bir mesele değil. Ben bu meseleyi siyasi bir mesele olarak görmüyorum, milli mesele olarak görüyorum. Benim 2 tane çocuğum var, çocuklarımızın 20 sene sonra nasıl bir ülkede yaşayacağını düşünerek siyaset yapıyorum. Recep Tayyip Erdoğan bunu düşünerek siyaset yapıyor. Herkesin Türkiye’nin kazanımlarını görmesi, dünyanın yüzde 90’ı ‘Türkiye kazandı’ derken, düşmanlarımız öfkeden kudururken, dostlarımız sevinirken, bakıyorum birileri maalesef kuduran düşmanlarımızın dili ile konuşuluyorsa bu beni üzüyor. Bizim şu anda düşmanlığı çoğaltmaya değil, birlik ve beraberliğimizi pekiştirmeye ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

“En güzel cevabı Türk ordusu sahada verdi”

Türkiye’nin Kürtlerle hiçbir sorunu olmadığını, ancak ısrarla dünya basınının bu meseleyi gündeme getirdiğini kaydeden Ünal, “Bizim sorunumuz terör örgütleri ile. Bizim bu ülkeye saldıran herkesle bir sorunumuz ve mücadelemiz var. Birilerinin Trump’un mektubu üzerinden ‘Bizim Cumhurbaşkanımıza hakaret edilmesine asla gönlümüz olmaz’ deyip, Kılıçdaroğlu’nun Meclis kürsüsünden o mektubu okuması gibi o mektup üzerinden bir siyaset yürütüyorlar. Cumhurbaşkanımız bu mektuba sahada en güzel cevabı vermek yerine ‘bana böyle bir mektup geldi, ben bu mektubu kabul etmiyorum’ diye bir duygusallık gösterseydi, Türkiye’nin çıkarlarını, Türkiye’nin masada yürüttüğü oyunu bozmak için sızdırılan mektubu alıp meseleyi kişiselleştirse daha mı doğru olurdu? Ona verilecek en güzel cevabı Türk ordusu sahada verdi” diye konuştu.

“Bize terörist saldırı gelirse hangi derinlikte olursa olsun müdahale etme hakkımız var”

Barış Pınarı Harekatı, ABD ve Rusya ile yapılan anlaşmaların ardından gelecek sürece ilişkin Ünal şunları kaydetti:

“Bu noktadan sonrası artık Suriye’nin toprak bütünlüğü, Astana sürecinde alınan kararla beraber yeni bir anayasa ve seçimlerdir. Bunlar gerçekleştikten sonra terör unsurlarının ne olacağı bu süreçte şekillenecek. Suriye’nin içinden ya da herhangi bir ülkeden bize terörist saldırı gelirse hangi derinlikte olursa olsun bizim buna müdahale etme hakkımız var. Türkiye’nin bu başarısının ağız tadı ile tadını çıkartalım ve ondan sonraki adımlarda da Türkiye’yi, Cumhurbaşkanımızı ve onun sahada ve masada elini güçlendirecek bir psikolojiye de devam demek lazım.”

“Suriye ile ya da Esed rejimi ile doğrudan bir temasımız söz konusu değil”

Suriye’de rejim ile doğrudan bir temas içinde olmadıklarını belirten Mahir Ünal, “Dünyanın her yerinde ülkeler savaş esnasında bile farklı kanallarda, zeminlerde farkı temaslar sağlar. Bizim şu anda Suriye rejimi ile herhangi bir temasımız söz konusu değil. Mesela dün Soçi’de oluşan muhtıranın sonuçlarını Esed, ‘Ben bunları kabul ediyorum, alınan kararları saygıyla karşılıyorum’ dedi. İlişki diyorsanız nihayetinde bu da bir ilişki biçimidir. Ama bizim Suriye ile ya da Esed rejimi ile doğrudan bir temasımız söz konusu değil” şeklinde konuştu.

Ünal, kurulacak mekanizmanın içinde rejimin olup olmayacağı sorusuna ise, “Özellikle Rusya ile yaptığımız çalışmada Türkiye bir mekanizma teklif etti. Bu mekanizmanın şekli, niteliği muhataplar arasında konuşulup şekillendirilecek” yanıtını verdi.

“Benim ülkemin bir siyasetçisinin kullanmasını ihanet sayarım”

Arap ülkelerinin Türkiye’ye karşı tutumlarını değerlendiren Mahir Ünal, “Ümit Özdağ ve Bülent Tezcan’ı dinledim. İnsan dehşete kapılıyor. Öncelikle bu ülkede istihbarat ağzı ile konuşmamak gerekir. Bir takım etki ajanlarının Türkiye’ye operasyon çekmek için ürettiği argümanları benim ülkemin televizyonlarında, benim ülkemin bir siyasetçisinin kullanmasını ihanet sayarım. O argümanların nerede üretildiğini, kimler tarafından hangi masalarda üretildiğini biliyoruz. Şimdi kalkmış diyor ki, ‘Türkiye İhvan üzerinden bölgedeki terör unsurlarını silahlandırdı.’ Bu nasıl bir iftira. Bunun kimler tarafından yayıldığını biliyoruz. Bülent Tezcan ‘Sisi ile neden görüşmüyorsunuz?’ diyor, bir cümle sonra da ‘Siz bu bölgede oluşturulan Büyük Ortadoğu Projesi’nin yıkılmasını istiyorsanız bölgedeki düzene karşı çıkmalısınız’ diyor. Mısır’daki darbe ve Sisi’nin darbesinin kutsanması zaten bölgede bir düzen oluşturmak isteyen güçler tarafından şekillendirildi. Bölgede Arap halkları ile Arap sokağını birbirinden ayırmak gerekiyor. Arap sokağında ‘kanımız, canımız Erdoğan’ diye slogan atılıyorsa bu başka bir şeydir. Suudi Arabistan’ın, BAE’nin, Mısır’ın Türkiye’ye yönelik açıklamaları başka bir şey. Biz Mısır’ın, Suudi Arabistan’ın, BAE’nin pozisyonunu biliyoruz. Bunların hangi amaçlara hizmet ettiklerini biliyoruz. Bu yönetimlerin bu politikalarından yola çıkarak bütün bölgeyi ve Arap halklarını suçlayamayız” şeklinde konuştu.