Rical-i Melamiyye Bende-i Rıfai Havasul Havas Osman Aytunç Altındal Beyefendi Hazretlerinin ailesi Melâmî meşrep Mevlevîler ile
Melâmî Rıfai bendeleriydiler. Henüz altı yaşındayken başlatılmak üzere özel olarak ailesi tarafından Bâtınî-Melâmî eğilimde on yıl kadar süren bir eğitime tâbi tutulmuştur. Aytunç Altındal 1832, 1834 ve 1864 göçleri neticesinde İstanbul'a yerleşen itikaden Melâmî,tarikâten ise Hurûfî-Rufâ’î olan bir Çerkes aileye mensûp olduğunu da zaten röportajlarında açıklamıştı. Aytunç Altındal Beyefendi yaptığı çalışmalar, ürettiği projeler ve keşifleriyle İnsanlığın ufkunu açmıştır. Âlem-i İslam'ın esaretten, bağnazlık ve cehaletten kurtulması için gayret sarfetmiştir. Türkiye'de ki araştırmacı ve yazarların çoğunluğu bendeniz de dahil olmak üzere onun fikirleriyle aydınlandık, perdenin arkasında gerçekler olduğu ve hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığının da farkına vardık. Rahmetli beyefendi, kıymetli büyüğümüz dinler ve Osmanlı Tarihi, Paganizm, Ezoterizm, Okültizm, simya, astroloji, fizik, kimya, istihbarat ve siyaset felsefesi üzerine çok ciddi araştırmalar yapmış, birbirinden değerli tezler ortaya atmıştır. Ayrıca rahmetli başbakanlarımızdan Necmeddin Erbakan'ın da danışmanlığında bulunmuştur. Aytunç Altındal dinler tarihi, Paganizm, felsefe, ezoterik ve gizli örgütler, Vatikan ve benzeri konularda da birçok makale ve kitap yazmıştır. Genelde insanlığı kurtarmak ve özelde ise Türkiye'de ki yazarlara, siyasilere verdiği tavsiyelerin dünyayı yönetme iddiasında ki elitleri rahatsız ettiği zaten biliniyordu. Yayınlanan gazete haberlerine, tv ekranlarında dile getirilen çok kuvvetli iddialara göre sonunda olanlar olmuş, Gül Haç-Tapınakçı ittifakıyla zehirlenerek Polonyum 213 ile şehit edilmiştir. 18 Kasım 2013'te İstanbul'da zaten yaşarken kavuştuğu Rabbimize vasıl olmuştur. 19 Kasım 2013 günü Üsküdar Karaca Ahmet Şakirin Camii’nde düzenlenen cenaze töreninin ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda sırlanmıştır. Hazret-i Allah sırrını takdis etsin. Kıymetli dostlar, yazımı sizlere Aytunç Bey'in kıymetli sözlerinden çok önemli hatırlatmalar yaparak ve eserlerinin bir kısmının adını yazarak bitirmek istiyorum. Çok önemli sözlerinden örnekler: "Türkiye'yi asla Avrupa Birliği'ne almayacaklar ve Türkiye asla Avrupa Birliği'nde olmayacak, vakit kaybetmeyin."
Hazret bu sözleriyle sohbetlerinden, makalelerinden de anladığım kadarıyla "Türkiye Avrupa'nın tarihinde var ama kültüründe yoktur." diyordu ve sonuna kadar haklıydı ve yine bu konuda diyordu ki "Avrupa tarihi Türkler olmadan yazılamayacak olan yüce bir tarihtir. Ama kültür olarak Türklerin kültürü ile onlarınkinin uyuşması mümkün değildir, çünkü ikisinin arasında bir doku ve kan uyuşmazlığı vardır. Ayrıca, Hristiyanlığın temel itikadı olan "Baba-Oğul-Kutsal Ruh" inancı Avrupa birliğini ortaya çıkarmıştır." buyurmaktadır. "Türkler vahdet ve tevhid ile beslenirler ve medeniyetimizin selameti için vahdetten ayrılmamalıyız." sözlerini savunmaktadır. Ona göre, Avrupa Birliği ise: “Kuralları gnostik ve seküler Hristiyanlar tarafından belirlenen, masonik bir yapılanmadan başka bir şey değildir. Hattâ o kadar masonik bir teşkilâtlanmadır ki, inşa edilen binalar bile masonik sembollere göre yapılmıştır. Dolayısıyladır ki orada yürüyen bütün yasaların hepsi, seküler ve gnostik Hristiyanlığın getirip koyduğu kurallardan oluşmaktadır.
Dinî itikadî tezleri
"Ateistler kuvantumu kullanmak suretiyle ne yaradılış var ne Tanrı var, yani Tanrı yok, bakın işte kuvantum bunu ispat ediyor havasına giriyorlar, girdiler ve beyin yıkıyorlar, bunların çoğu da Tavistok üyesi. Beyin yıkama kampanyaları, işte kardeşim, fizik ispat ediyor, bilim ispat ediyor. Tanrı yok ya, yok öyle bir şey yahu diyorlar.
Kuvantum sayesinde Tanrı'yı kaldırdık diyorlar. Din ile ilim birbirini asla dışlamaz, dışlatmadığı gibi bir ahenk ve uyum içerisindedir. Din ile ilim birbiriyle ahenkli bir şekilde bir arada olursa biz sonuçlara, bilimsel sonuçlara ulaşabiliriz. Anlatabildim mi? Vahiy yoktur diyemezsiniz dikkat! Vahiy asla silinmemelidir. Yahu sen kimsin ya! Senin şu küçücük aklın neye erer de Tanrı vardır ya da yoktur diyebilirsin. Mümkün mü böyle bir şey? Tabiki değildir. Eğer, Müslümanlar Kur'an'ı tam olarak anlayabilirlerse, kuvantum fiziği çok yararlı olabilir, kuvantuma katkısı olabilir. Yani kuvantum teorilerine İslâmiyet'in katkısı olabilir, gelişmesi için. Kuvantumun da, kuvantum teolojinin de yaradılışı olumlaması gerekmiyor, ona düşmüyor o iş. Bilime düşmüyor bu iş. Arkadaş, bu iş vahiydir, imandır. Yani, bilim yırtınsa da, bilmem ne de yapsa, bilime düşmüyor. Bilim Tanrı'yı ispat ediyorsa, ben o zaman o Tanrı'ya bağlı olmam. Ayrıca zaten bilim yaratıcıyı ispat etmektedir. Bu konudaki kişisel inancım, bendeniz gibi Melâmetî-Bâtınî-Melami itikadından olan Hallâc-ı Mansûr Hazretlerinin itikadıdır."
Eserlerinin bazılarına örnekler:
1- Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri
2- Bilinmeyen Hitler
3- Avrupa Birliği ve Türkiye
4- Yoksul Tanrı Tyanalı Apollonius
5- Gül Haç Kardeşliği
6- Bir Türk Casusun Mektupları
7- Tanrı Neden Fikir Değiştirdi
8- Türkiye'de ve Dünyada Casuslar
9- Kehanetler Kitabı
Bendeniz ilk kitabım Hankâh Balık Tapınağının Azizleri'ni kaleme alırken eserlerinden, makale ve sohbetlerinden istifade ettim. Kendisine olan hürmetim, hayranlığım sebebiyle kitapta beyefendiyi İlyas Keskindal karakteri olarak yad ettim ve kitabın yazım seyrini de değiştirdim. Hankâh bittiğinde hazrette rahmete karışmış olduğundan Balık Tapınağının sonunda İlyas Keskindal'da Gül Haç Tapınağı'na ait bir kafe de Türk İslam Medeniyeti'ni canı pahasına savunurken Hu ism-i şerifini zikrederek vefat etmiştir vesselam.