Neşet Ertaş ne zaman öldü? Neşet Ertaş kimdir?

Türk halk müziğinin büyük ustası Neşet Ertaş'ın vefat tarihi, sanatçının hayranları ve müzik tarihçileri tarafından araştırılıyor. Neşet Ertaş, Türk halk müziğine yaptığı eşsiz katkılarla hafızalarda silinmez bir iz bıraktı. Bu nedenle, onun hayatına dair detaylar ve özellikle ölüm tarihi, müziği sevenler tarafından merakla inceleniyor. Peki, Neşet Ertaş ne zaman hayatını kaybetti? Neşet Ertaş ne zaman öldü? İşte cevabı!

Türk halk müziği sanatçısı Neşet Ertaş, 25 Eylül 2012 tarihinde hayatını kaybetti. Sanatçı, Türk müziğine önemli katkılarda bulunmuş ve özellikle bozlak türündeki eserleriyle tanınmıştır.

Neşet Ertaş (1938 – 25 Eylül 2012), Türk halk müziği sanatçısı, söz yazarı, modern âşık ve geleneksel Türk enstrümanı olan bağlamanın virtüözüdür. Türkçede "halk ozanı" olarak bilinen bu meslek, Ertaş'ın sanatsal kimliğini tam anlamıyla yansıtmaktadır. Ünlü yazar Yaşar Kemal, ona "Bozkırın Tezenesi" lakabını vermiştir ve bu ifadeyi kendisine hediye ettiği bir kitapta kullanmıştır.

Neşet Ertaş, 1938 yılında Kırşehir'in Kırtıllar köyünde doğmuştur. Babası Muharrem Ertaş da bir halk şairidir. Annesi Döne Koç, Muharrem'in ilk eşi Hatice'nin erken ölümünden sonra evlendiği ikinci eşidir. Neşet, dört çocuğun ikincisidir; büyük üvey ağabeyi Necati ve iki küçük kız kardeşi Ayşe ve Nadiye ile birlikte büyümüştür.

Döne Hanım da erken yaşta vefat etmiştir. Babası tekrar evlenmiş ve bu evlilikten Ekrem, Ali, Muharrem ve Cemal adında dört oğlu olmuştur. Neşet, 1960 yılında Ankara'da bir gece kulübünde sahne alırken tanıştığı Bolulu şarkıcı Leyla ile evlenmiş ve çiftin iki kızı ile bir oğlu olmuştur. Ancak on yıllık evlilikten sonra boşanmışlardır.

Neşet Ertaş, beş ve altı yaşlarındayken önce keman, ardından da bağlama çalmaya başlamıştır. Babası, Orta Anadolu köylerinde düğünlerde müzik yaparak geçimini sağlamaktaydı ve Neşet sekiz yıl boyunca ona eşlik etmiştir. Bu süreçte ilkokulu tamamlayamamıştır.

Ertaş, on dört yaşında İstanbul'a gitmiş ve Beyoğlu'ndaki bir gece kulübünde sahne almıştır. İki yıl sonra kariyerine Ankara'da devam etme kararı almış, burada devlete ait Türk Radyosu (TRT) istasyonuna başvurarak "Kırşehirli Neşet Ertaş" adıyla Yurttan Sesler adlı gündüz programında türkü ve Türk halk şarkıları söylemeye başlamıştır. Geceleri ise çeşitli gece kulüplerinde çalmıştır.

Kısa sürede büyük bir popülarite kazanmış, birçok şehirde konserler vermeye başlamıştır. Ancak 1978 yılında parmaklarının felç olması sonucu zor günler geçirmiştir. Tedavi masraflarını karşılamakta zorlanınca 1979 yılında Almanya'ya gitmiştir. Orada felçten kurtulmuş ve Türk toplumunun etkinliklerinde müzik yapmaya yeniden başlamıştır. Ayrıca bir Alman sanat okulunda saz çalma konusunda öğretmenlik yapmıştır.

Almanya'da geçirdiği yıllarda çocuklarının eğitimine odaklanan Ertaş, Türkiye'de neredeyse unutulmuş durumdaydı. Ancak 2000'lerin başında TRT'ye kendisinin öldüğünü açıklayan yanlış haberlere karşı protestolar düzenlemiştir. 23 yıl sonra memleketine döndüğünde, büyük bir kalabalık tarafından karşılanmıştır. İstanbul'daki Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda gerçekleştirdiği ilk konserinde, 30 yıl aradan sonra seyircilerinin büyük ilgisiyle karşılaşmıştır.

Ertaş, Türkiye genelinde turneler yaparak konserler vermeye devam etmiş, ülkesindeki müzikseverlerle buluşmanın keyfini yaşamıştır. Türk devletinin kendisine vermek istediği "Devlet Sanatçısı" unvanını ise "Ben zaten bu devletin sanatçısıyım" diyerek reddetmiştir.