(İnsanlığı Kıtlık ve Kaostan Kurtarmanın Yoları Nelerdir?)
Sevgili dostlar, lütfen gözünüzü açın, hakikatleri görün tüm kardeşlerime ve Abdülhamid'in Akıl Oyunları kitabını okuyanlara sesleniyorum. "Akıl oyunlarının" başında yazan sözde İbrani kralların kaleme aldığı "protokoller" maalesef yürürlüktedir ve küresel olarak yaşanan iktisadi durgunluğun sebebi de budur. 1902'de ilk defa yazılan 1904'te güncellenen protokolleri kaleme alan şeytani heyettekiler ise şunlardır: John D. Rockefeller, Baron Nathan Mayer Rothschild, J. Pierpont Morgan, Sir Ernst Oppenheimer, Cecil Rhodes, Frank Rhodes. Yapılması gereken bellidir, sömürge nizamının tüm dünyaya sanki gerçekmiş gibi öğrettiği ve dayattığı akla, vicdana, irfana ve bilimsel verilere tamamen aykırı olan ekonomik sistemi, iktisat kitaplarını ve bunları işletimde tutan kodları, bilgisayar programlarını yürürlükten kaldırmaktan başka çare yok. Biliniz ki sömürge kuralları Talmud yasalarına ve Kabala'ya dayanıyor, bilgisayar programları ve kodlar da onlara göre yazılıyor. İşin daha önemlisi nedir biliyor musunuz? Kaynakları araştırdığımızda, iz sürdüğümüzde anlamaktayız ki bugün tüm dünyada uygulanan bankacılık sistemi dahi Tapınak Şövalyelerinin kurgusundan başka bir şey değildir. Peki o zaman çözüm yolu nedir?
İktisat ilmini çalışanları ve yazılım mühendislerini bir araya getirmek sonra da arşiv dairesinde Osmanlı iktisat sistemiyle alakalı ne kadar belge varsa ortaya çıkarmak ve güncel durumlar, meseleler ile karşılaştırıp sıfırdan yeni ekonomik model yazmak ve buna uygun kodlar, bilgisayar programları oluşturmak. Tabi ki iş bununla bitmiyor, oluşturulacak yeni sisteme ülkeleri razı etmek gerekiyor. Zannetmeyin ki kimse bu sisteme katılmaz. Katılan çok ülke olur. İngiltere, Vatikan, Amerika, İsrail, Hollanda, İspanya gibi devletlerin zulmünden bıkan ülkeler ile teknolojisi olmadığı için altın ve petrolünü işleyemeyen devletler emin olun Türkiye'nin kuracağı sisteme tabi olacaklardır. Sadece gönlünüz rahat olsun diye arz etmek isterim ki mesala Çad ülkesi. Sadece Çad ülkesi bize tabi olsa yani kuracağımız sisteme entegre edilse şeytani sistemi yerinden oynatır, yok ederiz. Çad'da bol miktarda altın, natron, uranyum ve petrol bulunmaktadır, üstelik bunlar işlenmemiş halde beklemektedir. Dahası jeologların, “Zengin yeraltı kaynakları ve petrol yataklarına rağmen Çad’ın bunlardan faydalanamaması büyük bir skandaldır” dediğini 2017 yılında hatırlatan Çad Petrol ve Enerji Bakanı Maitre Beşir Madet demiştir ki: “Elimde Çad’ın petrol, altın rezervlerinin haritası var. Bugün bile talep edildiği takdirde ülkedeki petrolün üretim ve ihracatını Türkiye üzerinden hemen başlatırız.” ifadelerini kullandı. Madet, ülkede 20’den fazla büyük ve geniş petrol rezervinin bulunduğunu ve ülkenin birçok yerinde sismik çalışmaların devam ettiğini söyleyerek, şunları kaydetti: "Dost ve kardeş ülkemiz Türkiye’nin de katkılarıyla yeraltı kaynaklarımızın kullanımını artırabiliriz. İki ülkenin “kazan-kazan” modeline uygun olarak ekonomik anlamda çok karlı çıkacağından şüphem yok. Üretimin artması, gelirin artması demektir. Türkiye’de denildiği gibi, "Damlaya damlaya göl olur." Bu bakış açısı ile baktığınızda kazançlı çıkan yine bizler oluyoruz." Yani dostlar anlıyor musunuz? Yeni bir sistem kurup gerekirse askeri sistemlerimiz ile koruyacağımız dört beş devletle bile ya da sadece Çad ülkesiyle bile şeytani sistemi yok edebiliriz. Yeter ki azmedelim ve bu işler için yola çıkalım. Ayrıca her ne kadar yarım kalmış bir proje olsa da D-8 sizlere arz ettiğim yeni sistem fikri ile kurulmuştur veya Sayın Erdoğan'ın ülkeler milli paraları ile alışveriş yapsın demesi ya da eski Başbakanlarımızdan Necmeddin Erbakan'ın Müslüman ülkeler arasında İslam Dinarı sistemini hayata geçirelim diye konuşması. İşte bunların tamamı şeytani sistemi durdurmak için akıl edilmiş meselelerdir. Sevgili dostlar, eğer tüm mazlum milletler ve masum insanlar İblis'in uşaklarının dünyaya dayattığı sistem ile yoluna devam ederse korkarım açlık, kıtlık ve sefaletin derinliği şimdikinden çok daha korkunç boyutlara ulaşacaktır. Konuyla alakalı önemli açıklamalarımı arz ettikten sonra artık Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde'nin 11 Şubat 2019'da küresel ekonominin durgunluğa girdiğiyle ilgili yaptığı açıklamayı sizlere aktarabilirim. Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, küresel ekonominin beklentilerin üstünde bir hızla yavaşladığına dikkat çekti ve küresel ekonomiyi etkileyen "dört bulutun" olası bir "fırtına" yaratabileceğini uyarısı yaptı.
ÜLKELERİN HAZIRLIKLI OLMALARINI İSTEDİ
Dubai'de düzenlenen World Government Summit'te konuşan Lagarde, ülke yönetimlerinden, olası bir fırtınaya karşı hazırlıklı olmalarını istedi. Söz konusu riskler arasında "ticari gerginlikler ve ek gümrük vergileri artırımı, finansal sıkılaşma, Brexit süreci belirsizliği ve Çin ekonomisindeki artan gerileme" olduğunu belirten Lagarde, ABD ve Çin arasındaki ticari gerginliğin etkilerinin şimdiden görülmeye başladığını söyledi.
TİCARET VE PİYASADAKİ GÜVENİ ETKİLEDİ
Lagarde, "Bu gerginliğin nasıl yatışacağını bilmiyoruz fakat şimdiden ticaret ve piyasadaki güveni etkilemeye başladığını görebiliyoruz." ifadelerini kullandı. Lagarde ayrıca hükümet ve şirketlerin yüklü borç masraflarının da çeşitli riskler olduğuna dikkat çekti ve ekledi:
"Havada çok fazla bulut olduğunda, fırtınanın çıkması için gereken tek şey bir yıldırımdır." Sevgili dostlar IMF başkanının açıklamaları gösteriyor ki açlık ve kıtlık içinde yaşayan insanlar, dünyada ki gözyaşı ya da kaos onları ilgilendirmiyor. Dahası insanlığa armağan edebileceği çözümü yok. Bu durum sistemin sahiplerinin rüzgarda uçup giden kuru yaprak tanesi kadar umurlarında değil vesselam.