Yazar Oktan Keleş Sultan Abdülhamid Hazretlerine kara büyü yapıldığını söylemektedir.Sayın yazar 1901 yılında kara büyünün yapılmasının nedeninin o tarihte olan siyasi olaylar sebebiyle olduğunu anlatıyor. Bendenizde bu söyleme katılıyorum çünkü 1901 tarihinde şeytanın uşakları açısından hünkar hazretleri yok edilse yeriydi neden mi?
Sultan II. Abdülhamid Han'ın 1901 yılında Alman ve Türk mühendislere tüm Osmanlı coğrafyasında ki petrolü gösteren haritalar yaptırdığı biliniyor (bu konunun ayrıntıları Abdülhamid'in Akıl Oyunlarında bulunmaktadır.). Haritada belirtilen bölgelerdeyse petrol çıktığıda kesin olarak tespit edilmiştir.
Sultan hazretleri, 1901 yılında Alman maden mühendisi Paul Groskoph ve Habip Necip Efendi'nin yer aldığı bir heyet oluşturmuş ve Osmanlı coğrafyasında nerelerde petrol olduğunu buldurmuştur (İngilizler de Osmanlı petrollerinin sultandan gasp edilmesi için ellerinden geleni yapmışlardır, bu konunun detayları da Abdülhamid'in Akıl Oyunları kitabında bulunmaktadır.). 5 Kasım 1901 tarihinde ise Fransızlar Midilli’ye taaruz edip almaya çalıştılar ancak başaramadılar. Çürütüldüğü iddia edilen donanma Fransızları püskürttü ayrıca siyasi zekası ile Fransızları adadan çıkarttı (Midilli sözde vatansever ve beceriksiz İttihatçılar tarafından 1912’de kaybedildi. Ancak; 1923’de Lozan barış antlaşmasının imzalanması ile ada resmi olarak Yunanistan’a bağlandı.). Şimdi anlıyor musunuz kıymetli okuyucular, Sultan Hamid hazretleri nasıl psikolojik rahatsızlıkları olan, ruh hastası şeytaniler ile uğraşıyor ve mücadele ediyordu? Ona ne kadar rahmet okusak arkasından ne kadar dua etsek azdır. Son bir not, büyü yapmak İslamiyet'te haram ve yasaktır lakin müslüman olduğunu iddia eden herkes büyü ve sihirin varlığını kabul etmek zorundadır çünkü Kur'an-ı Kerim büyünün varlığını teyid ediyor. Felak, 113/1-5 suresinde buyurulmuştur ki "De ki: “Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım.” Büyü yapmak İslamiyet'te haram ve yasaktır lakin müslüman olduğunu iddia eden herkes büyü ve sihirin varlığını kabul etmek zorundadır çünkü Kur'an-ı Kerim büyünün varlığını teyid ediyor. Bu konuda Bakara Suresi 2/101-102 ayetlerde buyurulmuştur ki "Onlara, Allah katından ellerinde bulunan Kitabı (Tevrat’ı) doğrulayıcı bir peygamber gelince, kendilerine kitap verilenlerden bir kısmı, sanki bilmiyorlarmış gibi Allah’ın Kitabı’nı (Tevrat’ı) arkalarına attılar." "Süleyman’ın hükümranlığı hakkında şeytanların (ve şeytan tıynetli insanların) uydurdukları yalanların ardına düştüler. Oysa Süleyman (büyü yaparak) küfre girmedi. Fakat şeytanlar, insanlara sihri ve (özellikle de) Babil’deki Hârût ve Mârût adlı iki meleğe ilham edilen (sihr)i öğretmek suretiyle küfre girdiler. Halbuki o iki melek, “Biz ancak imtihan için gönderilmiş birer meleğiz. (Sihri caiz görüp de) sakın küfre girme” demedikçe, kimseye (sihir) öğretmiyorlardı. Böylece (insanlar) onlardan kişi ile karısını birbirinden ayıracakları sihri öğreniyorlardı. Halbuki onlar, Allah’ın izni olmadıkça o sihirle hiç kimseye zarar veremezlerdi. (Onlar böyle yaparak) kendilerine zarar veren, fayda getirmeyen şeyleri öğreniyorlardı. Andolsun, onu satın alanın ahirette bir nasibi olmadığını biliyorlardı. Kendilerini karşılığında sattıkları şey ne kötüdür! Keşke bilselerdi."