(Tapınak Şövalyelerinin Terör Saldırısı& Yeni Haçlı Seferi Başladı)
فَلاَ تَحْسَبَنَّ اللّهَ مُخْلِفَ وَعْدِهِ
رُسُلَهُ إِنَّ اللّهَ عَزِيزٌ ذُو انْتِقَامٍ ﴿٤٧﴾
İbrahim Suresi, 47. ayet: "Allah'ı, sakın elçilerine verdiği sözden dönen sanma. Gerçekten Allah Azizdir, intikam sahibidir.", "(Habîbim) o küfreden (Yahûdî) lere de ki: «Yakında mağlûb olacaksınız ve (toptan) cehenneme sürüleceksiniz». O, ne kötü yataktır!" -Âl-i İmrân Suresi 12. Ayet
Kıymetli dostlar, 2011 yılında Tapınak Şövalyeleri (benzetme değil gerçekten Tapınakçılardan bahsediyorum) Avrupa Bağımsızlık Deklarasyonu'nu yayınlayıp Müslümanlara ve Türklere kin kusmuşlar, her zaman yaptıkları gibi de Müslümanları terörist olmakla suçlayıp haçlı seferi çağrısı yapmışlardı. Tapınak Şövalyeleri adına o zaman Haçlı Seferi çağrısı yapan ve Müslümanlara kin kusan kişi de Norveç katliamcısı Anders Breivikti. Zaten Yeni Zelanda'da ki katliamı yapan soysuz, kansız, alçaklardan biri de Anders Breivik'ten ilham aldığını söylüyor ve Anders Breivik'in kendisi de Tapınak Şövalyesi'dir. Bu bir iddia ya da iftira değildir çünkü adamın kendisi Tapınakçı olduğunu söylüyor ve Google'da Norveç katliamcısının fotoğraflarını aratırsanız bu iğrenç varlığın Tapınakçı kıyafetleriyle verdiği pozları görebilirsiniz. Dostlar, görünürde 1118 yılında on Fransız şövalyesi tarafından kurulan gerçekte ise Sion Tarikatı'nın askeri kanadı olan Tapınakçıların amacı dünyayı İblis'in emirleri doğrultusunda yönetmektedir ve Kudüs'ü de başkent yapmaktır. Neden Amerika başkanının Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdığını zannediyorsunuz? Kim ne derse desin ABD başkanının hamlesi Kudüs merkezli şeytani dünya devletinin kurulma adımından başka bir şey değildir. Tapınakçıların kurulduğu zaman ki faaliyetlerinin amaçları arasında zenginlik ve güç elde etmek vardı ve dünya genelinde bunu başardılar. Savaşarak Kabalistik dogmayı (Yahudi Mistizmi) dünyaya yerleştirmek, insanlığı da köle haline getirmek istiyorlar, savaşları devam ediyor. Kıymetli dostlar, uyanık olun, farkında olun, hak ve batılın mücadelesi devam ediyor ve kıyamete kadar da imtihan vesilesi olsun diye devam edecek. Yeni Zelanda'da ki camilerde masum Müslüman kardeşlerimize yapılan saldırı Tapınakçıların Kudüs merkezli dünya devleti inşa faaliyeti olmak ile birlikte III. Dünya Savaşı'na giden kanlı yolun taşlarını döşemektir. Sevgili dostlar, Tapınakçı Anders Breivik'in Tapınak Şövalyeleri adına kaleme aldığı Avrupa Bağımsızlık Deklarasyonu'nda Tapınak Şövelyelerinin Haçlı ruhunu yeniden diriltmek için Nisan 2002‘de Londra‘da bir gizli toplantı yaptığını yazdığını biliyor musunuz? Yani anlayacağınız hiçbir şey tesadüf eseri değildir, her şeye gülen, anlatılan her uyarıyı komplo teorisi olarak görenlere sesleniyorum. Breivik Deklarasyonu'nda toplantıya sekiz Avrupa ülkesinden 9 kişinin katıldığına değiniyor ki maalesef bu bilgi de tesadüf değildir çünkü Tapınakçılar da 9 derecelik hiyerarşik bir sistem bulunmaktadır: denizci, yargıç, başkomutan, şövalye, seyis, Preux (savaşçı). Haçlı ya da Haçlar, çırak Breivik'in sözde deklarasyonunda bahsettiği bu rütbeleri taşıyan Tapınakçılardan Norveç katliamı emrini almış olması kuvvetle muhtemeldir. Ayrıca Yeni Zelanda katliamının ya da benzerlerinin tasarlanmış olduğunu ve Haçlı Seferi'nin başladığı 11 Eylül 2001'den sonra ki ikinci adımının da Breivik'in bahsettiği Nisan 2002'de ki Tapınakçı toplantısı olduğunu düşünmekteyim (ABD İkiz Kule saldırıları. Malumunuz o zamanki ABD Başkanı George W. Bush İkiz Kulelere saldırılardan sonra Müslümanlara karşı Haçlı Seferlerini başlattıklarını açıklamıştı. Lakin hakikat şudur ki Müslümanlara zulmetmek için İkiz Kule saldırılarını da küresel kraliyetçiler tasarlamıştı). Sevgili dostlar, Yeni Zelanda'da şehit edilen kardeşlerimize Rabbimizden rahmetler niyaz ediyorum, dilerim ki kardeşlerimizle cennet bahçelerinde buluşuruz ancak Müslümanlar olarak gaflette olmak ve uyanık olmamak bize yakışmaz. Okumamak, araştırmamak, keşif ve bilim üretmemek aleyhimizedir. Son dönemlerde ki olumlu gelişmeler sevindirici olsa da yeterli değildir. Acizane bu hakikati belirtmek boynumun borcudur. Biz Müslümanlara düşen dünyayı ilmi, irfanı, buluşları ve keşifleri ile titretecek dâhileri, Fatih Sultan Mehmet'in, Yavuz Sultan Selim'in, Kanuni Sultan Süleyman'ın ve Sultan oğlu Sultan II. Abdülhamid Hazretlerinin izinden giderek yetiştirmeliyiz, onları örnek alarak gece gündüz çalışmalıyız, birlik olmalıyız, başka kurtuluş yolumuz bulunmamaktadır. Sevgili dostlar, bugünkü halimizin yani Âlem-i İslam'ın kederli durumunun sebebi Müslümanlar olarak büyük bir hata yaparak unuttuğumuz şanlı tarihimizdir. Bugünkü ve daha önceki acılarımız ve kederli geçmişimiz artık bize şanlı tarihimizi öğretmelidir. Zira sokakta boş gezen, evlerinde yarışma programlarına gönül veren bir gençlik ile veya insanlar ile bir yere varmamız mümkün değildir. Alçak adama bakar mısınız? Kin ve nefret ile bize bizim bilmemiz gereken tarihimizi hatırlatıyor. Saldırının faillerinin kullandığı silahlarda yer alan notlara bakarsanız görürsünüz ki düşmanımız Viyana kapılarına dayanmamızı, İstanbul'un fethini, Haçlı Seferlerinde ki yenilgilerini hiçbir vakit unutmadılar, unutacak gibi de gözükmüyorlar. Bu zamana kadar ki zulümlerini de yeterli görmüyorlar, kana susamış durumdalar ve yeni Haçlı Seferleri istiyorlar. Gençliğimize sahip çıkmazsak ve en başta kendimizi sonrada gençlerimizi yetiştirmezsek sadece kâfir ve zalim düşmanı kınayarak bir yere varamayız. Yeni Zelanda'da ki faciaya sebebiyet veren alçak katil 28 yaşında ve lise mezunu bir sporcu (Tabi ki yabancı yanlı basının anlatımı bu şekilde, yoksa katil muhakkak surette Haçlı ve Tapınak Şövalyesi İstihbaratçı bir subaydır). Lise mezunu bir genç için çok fazla tarih biliyor. Sırpça marş dinleyen, Rusça, Ermenice, Gürcüce yazabilen, Osmanlı, Balkan, İslam, Haçlı tarihini çok iyi bilen alçak insan müsveddesini kınamak yetmez, beddua etmek yetmez. Kur'an'ı Kerim'i çok iyi anlamalı ve okumalıyız. Arapça, Farsça öğrenmeli, Osmanlıca yazabilmeliyiz. Osmanlı Türk marşlarını kaçımız biliyoruz? İvedilikle öğrenmeli, öğretmeli ve tarih şuurumuzu canlandırmalıyız. Türk İslam tarihini hepimiz hatmetmeliyiz. Bütün bunların yanında düşmanı tanımak için Rumca, Ermenice, Latince, Fransızca, Almanca, Rusça öğrenmek zorundayız ki onların zihin dünyasına rahatça girebilelim, yapmak istediklerini anlayabilelim. Şimdi katillerin silahlarında yazan nefret söylemlerine bakalım. Katillerin silahlarında, "Acre 1189" notu bulunuyor. Bunun Türkçe anlamı, "1189 Akka Savunmasıdır". Selahaddin Eyyubi'nin 1187 yılında Kudüs'ü yeniden fethetmesinden sonra İngiltere Kralı Richard, 3. Haçlı Seferi'ni başlatmıştı. Görüyorsunuz ya adamlar unutmamışlar ve kin dolular. Silahlarda yazılan diğer kodlar ise şöyledir: 1693: Osmanlı Devleti'nin Viyana Kuşatması zaten en zorlarına giden de budur.
Skanderberg: Osmanlı'ya karşı ayaklanan Arnavut Liderin ismi yazılmış
Anton Lundin: İsveç'te 2 göçmen çocuğu öldürdü
Martel: Endülüs Emevilerini durduran Frank Kralı
Miloş Obiliç: I. Kosova Savaşı'nda Sultan I. Murad Hüdavendigar Efendimizi şehit eden Sırp askeri.
"Deus Vult" Haçlı Seferlerinin sloganı olan Latince "Tanrı bunu istedi" ifadesi. Şarjörlerin ve silahların üzerindeki detaylar işte bunlar. Hal böyleyken sevgili dostlar Avusturalya, Quensland Senatörü Fraser Anning'ten saldırıyla ilgili skandal bir açıklama geldi. Senatör Anning, “Bugünkü örnekte Müslümanların katil pozisyonunda bulunmaması, kendilerini suçsuz yapmaz.” dedi. Özrü kabahatinden büyük derler ya aynen öyle ve bu talihsiz iğrenç açıklama Haçlı Batı dünyasının kirli zihnini de ortaya koymaktadır. Bu manada av değil avcı olmak için, gafil avlanmamak için uyanık bulunmalıyız. Hain terör saldırısında şehit olan aziz kardeşlerimize Rabbimden rahmetler niyaz ediyorum. Cennete kavuşmak, görüşmek dileklerimle vesselam.