İnsanlığın gördüğü en büyük medeniyetlerden biri olan ve üç kıtaya yayılan Osmanlı İmparatorluğu tarih sahnesinden çekilirken, Türkleri Rumeli ve Anadolu’dan tamamen çıkarmak, küçük ve kendi özgürlüğüne sahip olmayan bir topluluk haline getirmek isteyen İtilaf Devletleri, ülkenin başkenti İstanbul’u da işgal etmişti. 13 Kasım 1918 ve 16 Mart 1920’deki işgallerin ardından, 11 Nisan 1920’de de Osmanlı’nın yasama organı olan Meclis-i Mebusan, işgal güçlerinin baskısıyla kapatıldı.
[Türkiye'nin ilk TBMM binası]
Ankara’da Yeniden
Bu gelişme üzerine ülkenin kurtuluş mücadelesini yönetmek üzere 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak ‘Milli Mücadele’yi başlatan Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mart 1920’de bir yayınladı. “Ankara’da olağanüstü yetkili bir Meclis’in toplanacağını” duyurdu. Dağıtılmış olan Meclis-i Mebusan üyelerinin de Ankara’ya gelerek bu Meclis’e katılmaları istendi.
Savaş Koşullarında Seçim
Türk milleti, 1. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmış, dört bir yanı işgal edilmiş bir ülkede, genç nüfusunun tamamına yakınını kaybettiği bir ortamda ve ekonomik sorunların zirvede olduğu bir dönemde seçimlerini yaptı. “Ulusun bağımsızlığını ve devletin kurtarılmasını sağlayacak önlemleri düşünüp uygulayacak bir Meclis” için temsilcilerini seçti. Yapılan seçimlerle, 84’ü işgal güçlerinin elinden kaçabilen Meclis-i Mebusan üyeleri olmak üzere 324 vekil belirlendi ancak zorluklar nedeniyle açılışa 115 vekil katılabildi.
[Atatürk'ün kullandığı TBMM Başkanı Odası]
Hacı Bayram Veli Camisi’nde kılınan Cuma namazı ve yapılan duaların ardından açılan Meclis’in, ilk toplantılarda adı, “Büyük Millet Meclisi” olarak belirlendi. 24 Nisan 1920’deki ikinci toplantıda ise Mustafa Kemal Atatürk, TBMM’nin ilk başkanı olarak seçildi.
Önce Kurtuluşu Sonra Kuruluşu Yönetti
Büyük Millet Meclisi, ‘kurucu meclis’ olarak görev aldı. Önce Kuvayı Milliye’nin düzenli ordu haline getirilmesi çalışmalarını ve Kurtuluş Savaşı’nı yönetti. Başkomutanlık görevi verilen Atatürk önderliğinde zafere ulaşılmasının ardından, yine önce saltanat kaldırıldı, sonra 29 Ekim 1923’te, Türk milletinin artık kendi kendini yöneteceğini tüm dünyaya duyuran ‘Cumhuriyet’ ilan edildi. Büyük Millet Meclisi’nin adı ise Türkiye Büyük Millet Meclisi haline geldi.
‘Gazi Meclis’, sonrasında yeni Türk devletinin uluslararası alanda resmen kabul edilmesini sağlayan anlaşmaların imzalanmasından, ekonominin yeniden oluşturulabilmesi, günlük hayatın yeniden düzenlenmesi ve genç Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş medeniyetin bir parçası olması, geleceğe güvenle bakması adına tüm yasal düzenlemelerin yapıldığı kurum oldu. Atatürk’e ait “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir…” sözü ise TBMM’nin Türk milletine ait olduğunu ve onun adına karar aldığını, tüm dünyaya ifade etmeye devam ediyor.
[İlk TBMM'ye çekilen bayrak.]
Çocukların Bayramı
23 Nisan tarihi, 1924’ten itibaren Milli Bayram olarak kutlanmaya başlanmıştı. 1927’den itibaren ise çocukların da bayramı olarak kutlanmaya başlandı. Dünyada çocuklar için ilan edilen ilk resmi bayram olan 23 Nisan, 1981 yılından beri “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” adıyla kutlanıyor.