Türkiye’nin Suriye siyasetini değerlendirecek olursak;
Aslında kulaktan dolma bilgilerle ahkâm kesen ya da magazin habercilerinden duydukları kadarı ile fikir serdeden herkes ağzını açar açmaz lafa “ Türkiye Suriye’de yanlış yaptı” diyerek başlıyor.
Türkiye Suriye politikasında hiç yanlış yapmadı ama içerden ve dışarıdan sayısız ihanete uğradı. En başta batılı müttefiklerimiz Arap baharı Suriye’ye gelinceye kadar gelişen süreç içinde gelişmelerin Türkiye’ye yaradığını görünce Suriye’de frene bastılar ve bizi terk ettikleri gibi karşımıza geçtiler. İran, Suriyeli Kürtler de bize karşı tavır aldılar. İçerden bölücü hareket, paralel ihanet ve MİT tırları gibi provokasyonlar bizim Suriye’de elimizi zayıf düşürdü. Türkiye Suriye yanlış yaptı diyenlerin iki farklı gerekçesi var. Batılı emperyalistler “Türkiye Libya Fas, Tunus, Mısır ve Sudan’da etkinlik elde etti, Suriye ile bu halka tamamlanırsa Türkiye’nin önü alınamaz” diyerek dertleniyorlar. İçeride bilir bilmez konuşanlar ise sanki Suriye olayını biz başlattık sonra da elimize yüzümüze bulaştırdık diye bakıyor. Dünyada aniden değişen dengeleri ve onların dünyasında oluşan “Büyük Türkiye” tehlikesinin bu adımlara yol açtığını göremiyor.
Bugünden sonra Suriye meselesinde Türkiye neler yapabilir, yapmalıdır?
Türkiye sağ ayağına pranga olan paralel ve sol ayağına pranga olan PKK mevcut kaldıkça Suriye üzerinden ulaşmak istediği büyük hedeflere ulaşamaz. Büyük Türkiye fikrine bu topraklarda yaşayan kahir ekseriyetin inanması ve bunun için zemin hazırlanması gerekir. İçerde küçük düşünen bu kadar adam varken üstelik bunları çoğu devletin kritik yerlerinde görev yaparken bir dünya siyaseti geliştirmek ve uygulamak çok zordur. Bu anlamda bu siyasetin ağır yükünü omuzlayan kadroların işi çok zordur. Hele hitap ettikleri kitle bu kadar rahatına ve konforuna düşkün durumdayken.
Türkiye elindeki siyasi, jeopolitik ve ekonomik kozları iyi değerlendirip II. Abdulhamid’in izlediği denge siyasetini izlemeli, bloklar arasındaki ihtilaflardan yararlanıp Suriye savaşında siyasi yalnızlıktan kurtulmaya çalışmalıdır. Bir de dışa verilen mesajlar fütuhatçı ve İslam birliği gibi iddialı söylemlerden ziyade İnsanlık, eşitlik, adalet, hürriyet, demokrasi gibi söylemler üzerine oturmalı. Batının götüremediği demokrasinin Türkiye ile o topraklara ulaşacağı anlatılmalıdır.
Suriye Platformu’nun kurulması gerekir mi, böyle bir teşebbüs olduğunda katıla bilir miyiz?
Suriye platformunu özlenen ümmet birliğinin çekirdeğini oluşturacak bir fikir olarak görüyor ve çok önemsiyorum.
Suriye Platformuna İslam dünyasındaki fikir ve ilim adamlarının katılımı gerekir mi, katılmaları sağlanabilir mi, nasıl sağlanmalı?
İşte bu çok zor. Uzun yıllara dayanan bir süreç içerisinde “İslam aydını” kavramı ağır tahribat aldı. Eskiden İslam kendi ilmini kendi tekniğine göre inşa ederken şimdi bu ilmi batını formel kalıpları içine hapsetti. Bunu aşmak için en başta yerli aydın yetiştirme görevimiz var. Bunu da ancak İslami İlimler Fakülteleri üzerinden yapabilirsiniz. Bir şartla bu okulların üzerinde gezinen batı materyalizminin ve diyalektiğinin gölgesini üzerlerinden kaldırmak suretiyle.
Suriye Platformu bünyesinde sivil toplum koordinasyon merkezi kurulmalı mıdır, böyle bir teşebbüse destek verir verirmiydim?
Elbette kurulmalıdır. Seve seve destek veririm.
Suriye Platformu, Ümmete dönük beyanname yayınlanmalı mıdır, böyle bir teşebbüse katılır mıydım?
Çok iyi olur. Katılırım.
Suriye Platformu bünyesinde milletlerarası bir neşriyatın çıkarılması gerekir mi, böyle bir fikrin hayat geçirilmesine destek olur muydum?
Hem de acilen. İnsanlara ulaştırmadığız hakikat bir kıymet ifade etmez.
Son bir soru. Suriye olayının İsrail neresinde duruyor?
Yahudilerin kendilerince kutsal addettikleri hedeflere ulaşmak konusunda çok katı ve ısrarcı olduğunu biliyoruz. İlk hedefleri olan İsrail devletini kurduktan sonraki 50 yıl içinde Arz-ı Mev’ud dedikleri hedefe kilitlendiklerini de biliyoruz. Fırat ve Nil nehri arasını kapsayan bu bölgenin en önemli yapı taşı Suriye’dir. Suriye’deki savaş şu anda o coğrafyayı boşatmakta ve çökertmektedir. Bu da İsrail’in amaçlarına uygun bir tablodur. Oyunu bozmak istiyorsak Suriye’de zaferi kazanmak ve orada Ehl-i Sünnet yapısını tahkim etmek zorundayız.
Yazarın www.maraspusula.com daki diğer yazıları.