Yardımcıoğlu, Türkiye’nin dışarıdan gelecek yatırımlara ihtiyacı olduğunu belirterek muhalefetin kızacağı hususun satış işleminden ziyade işlemin şeffaflıktan uzak yapılması olduğunu söyledi.
Yardımcıoğlu, Türkiye’nin gündemini yoğun bir şekilde meşgul eden Borsa İstanbul’un Katarlılara satılması ve hükümetin şeffaflıktan uzak ekonomik tutumu üzerine açıklamalarda bulundu.
Borsa İstanbul’un yüzde 10 oranlı kısmının Katarlılara satılmasıyla muhalefetten köşe yazarlarına kadar bütün Türkiye’nin ayağa kalktığını ifade eden Yardımcıoğlu, satış işleminden ziyade yöntemin konuşulması gerektiğinin altını çizdi. BBP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu, “Türkiye’nin dışarıdan gelecek yatırımcıya her zamankinden çok ihtiyacı var. Borsa İstanbul’un yüzde 10’u Katarlılara satılabilir. Ama bu satışın hangi şartlarla hangi sözleşmeye dayanarak ve kaç paraya yapıldığını Türk milleti kesinlikle bilmedir. Bu, en doğal hakkıdır” dedi.
“DOĞRUDAN YABANCI YATIRIM İSTEMİYORSANIZ TASARRUF ZORUNLU!”
Açıklamasında şeffaflık vurgusu yapan Yardımcıoğlu, şöyle konuştu: “Öncelikle kızanlar neye kızıyor? Satılmış olmasına mı kızıyor yoksa bu sürecin şeffaflıktan uzak tamamen sayın başkanımızla Katar Şeyhi arasındaki ikili anlaşmalardan ibaret olmasına mı kızıyor? Bu iki konuyu birbirinden ayırmak gerekiyor. Eğer Katarlıların veya herhangi bir yabancı milletin mensuplarının gelip ülkemizde mal almasına kızıyorsak o zaman biz ekonomik anlamda mantıksız davranıyoruz ve Türkiye’nin ekonomik sorunlarının da bu kafayla çözülmesine imkân yok. Eğer doğrudan yabancı yatırım istemiyorsanız bunun çaresi çok basit. Tasarruf zorunluluğu doğar. Herkes biraz daha tasarruf yapmalı. Çünkü Türkiye’nin dışarıdan gelen paraya, doğrudan yabancı yatırıma, Eurobond borçlanmasına ve sıcak paraya ihtiyacı olmasının temel nedeni tasarrufların düşük olmasıdır. Eğer Borsa İstanbul’daki yüzde 10’luk hisseyi Almanlar, Fransızlar, Amerikalılar, Ruslar alsaydı aynı tepkiyi gösterecek miydiniz? Volkswagen fabrika kuruyordu ve buna kim itiraz etti? Hepimiz seviniyorduk.”
“KIZACAKSANIZ SUUDİ ARABİSTAN’IN MALLARIMIZA AMBARGO KOYMASINA KIZIN!”
Suudi Arabistan’ın Türk mallarına koyduğu ambargoyu hatırlatan Yardımcıoğlu, muhalefete; “Kızacaksanız Suudi Arabistan’ın mallarımıza ambargo koymasına kızın” çağrısında bulundu. Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu, açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü: “200 milyon USD çok büyük bir para değildir ve bizim dertlerimizin çözümü için yeterli de değildir. Keşke 2 milyar USD olsaydı bu rakam. Neden daha fazla değil diye sorulmalıdır kızmak yerine. Eğer illa ki bir şeylere kızmak istiyorsanız Suudi Arabistan’ın mallarımıza ambargo koymasına kızılmalıdır ve tepki verilmelidir. Suudi Arabistan’a olan ihracatımız 2,5 milyar dolar kadar azaldı. Bu kesinlikle teyit edilebilen bir bilgidir. Bunun dışında Fas, Tunus ve Cezayir de ambargo koyuyor. Tarife dışı engellerle Türk mallarını geciktirdiğine dair de çok çeşitli haberler geliyor. İşte asıl bunlara kızmalıyız. Paranın cinsi, milliyeti, dini, mezhebi ve rengi olmaz. İhtiyacınız varsa meşru olmak kaydıyla nereden gelirse gelmelidir. Ve biz de bunları sevgiyle, muhabbetle kucak açarak karşılamalıyız. Keşke Katarlılar kapatmak zorunda kaldığımız bütün alışveriş merkezlerini, kapatmak zorunda olacağınız kafeleri, restoranları ve diğer gereksiz yatırımlarımızı da satın alsalar. İstinye Park’ın satışı ise Şahenk Ailesinin bileceği bir konudur. Kendi mülküdür, hangi şartlarla, kaça satar, bu kendi sorunudur. Özel bir ticari ilişkidir biz detaylı bilmek zorunda değiliz. Vermezse de hiç kimse kendisini suçlayamaz.”
“BORSA İSTANBUL’UN HİSSE SATIŞI ŞEFFAF OLMALIYDI!”
Borsa İstanbul’un hisse satışının Katarlılar veya başka bir yabancı yatırımcıya yapılabileceğini aktaran Yardımcıoğlu, satış işleminin şeffaflık uzak yapılmasının çok büyük yanlış olduğunu kaydetti. Yardımcıoğlu, konuyla ilgili şu eleştirilerde bulundu:” Bu satış şeffaf olmalıydı! Borsa İstanbul’un yüzde 10’u Katarlılara satıldıysa Türk milletinin bu satışın hangi şartlarla hangi sözleşmeye dayanarak ve kaç para yapıldığını bilmek kesinlikle hakkıdır. Londra gibi yerlerde ve diğer ülkelerde de Katarlılar farklı menkul ve gayrimenkul alımı yaparlar. Ama bunu o ülkedeki kamuoyu bilir ve kamuoyu ile bu bilgiler gayet şeffaf bir şekilde paylaşılır. Şeffaflığın olduğu yerde bu tür konuşmalar azalır, piyasa sakinleşir ve makulleşir.”
“BÜTÇEMİZ SAYIŞTAY TARAFINDAN DENETLENMİYOR”
Borsa İstanbul’un dışında hükümetin şeffaflıktan uzak ekonomi politikalarına da değinen BBP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu, son olarak şunları kaydetti: “Mesela, Türk akımından kaç paraya doğalgaz olacağız bilen var mı? Biz İran’dan Rusya’dan kaç paraya gaz oluyoruz biliyor musunuz? Milletimiz biliyor mu bunları? Bunlar doğrudan bu milletin cebi ile ilgilidir ve milletin bunu kesinlikle bilmesi gerekiyor. Bu işin uzmanı olanlar Spot fiyatın en az üç katı olduğunu söylüyorlar. Buna kızılmalı ve buna tepki koyulmalıdır. Bütçemiz Sayıştay tarafından denetlenmiyor. Bunu biliyor muyuz? Hükümet bütçe kanununa madde koydu. Kamu özel işbirliği projelerin maliyetini artık asla öğrenemeyeceğiz. İşte buna kızılmalıdır. Bu kamu özel işbirliği projelerinden olan otoyollar, köprüler gibi projelere gelecek sene en az 84 milyar ödeyeceğiz cebimizden. Kullandığımız veya kullanmadığınız bu hizmetleri sunanlara 84 milyar çıkacağız bütçeden. Bilmiyoruz. Neden? Çünkü şeffaflık yok.”