“Bilmezler yalnız yaşamayanlar
Nasıl korku verir sessizlik insana
İnsan nasıl konuşur kendisiyle
Nasıl koşar aynalara
Bir cana hasret
Bilmezler”
Diyor büyük şair Orhan Veli.
Kocasının bir çift ayakkabısını kapının önünden kaldırmayan kadınlar tanıyorum ben. Yokluğuna alışamayan, kalbini ve evini yalnızlığa yakıştıramayan kadınlar.
çocuklar annesinin baş örtüsünü koklamadan uyuyamaz ya bebekken. Evladının fanilasını koklamadan uyuyamayan anneler tanıyorum. Oğlunu vatan toprağına feda etmiş, evladını feda ettiği gün uykuyu da feda etmiş anneler.
Sırf sevdiği kadına benzediği için bir kadına aşık olan hatta evlenen adamlar tanıyorum. Ama sonradan aşık olduğu kadının aslında o olmadığını anlayıp ayrılan adamlar. Ve sonrasında sevdiği kadını bir ömür hiçbir kadında bulamayacağını anlayan adamlar.
Geceleri yastığını gözyaşıyla sabaha kadar ıslatan kız çocukları tanıyorum. Üvey annesi yüzünden babasından sabahlara kadar dayak yiyen kız çocukları. Kendisini anlatmaya çalıştıkça ‘Ataya saygısızlık’ yaptığı gerekçesiyle uykuların haram edildiği kız çocukları. Öz annesi varken anneye hasret bırakılan, babası yüzünden bütün erkeklere düşman kesilen kız çocukları tanıyorum.
Dünyanın en güzel şeyidir aslında yalnızlığa itilmek. Kendi sesini duyar, kendi yüzünü görürsün aynalarda. Çığlıkların, haykırışların yankılanarak geri döner sana. Avazın çıktığı kadar bağırırsın duygularını ancak yine sen duyarsın kendi çığlıklarını. İç sesini duydukça daha iyi tanırsın kendini. Ve kendini tanıdıkça daha bir olgunluğa erişirsin.
Orhan Veli’nin dediği gibi aynalara koştukça yüzündeki bütün ayrıntıları görürsün. Beyazları görürsün mesela saç telindeki ve yüzündeki çizgileri. Ruhundaki değişimle birlikte bedenindeki değişimi de fark edersin günden güne. Ve unutmazsın. Unutamazsın. Affedemezsin…
Ama bir duruş kazanırsın hayata karşı. Artık basit insanlar yer edinemez olur etrafında. Teker teker elersin her birini.
Evet doğrudur. Yalnızsındır ama kaliteli bir yalnızlıktır seninki. Kalitesiz bir birliktelikten, içi boş tebessümlerden daha iyi değil midir sahteliklerden sıyrılıp, kaliteli ve gerçek bir yalnızlığa sarılmak?
Ey yalnız insan!
Haydi!
Yarın sabah uyandığında her günkü gibi bak aynaya tekrar. Yeniden göz at yüzündeki çizgilerle saçlarındaki renk değişimlerine… Ve Behçet Necatigil’i mırıldan kendi kendine…
“Biraz sabır küçük çocuk, biraz sabır
Ama Allah’ın koyduğu yerde
Yıldızlar daima yalnızdır.”