İlk olabilmek,ilk adımı atmak çok önemli...
Korkaklar tarih yazamazlar...
Şevki Karabekiroğlu hocam bir yazısında çok güzel anlatmış ilklerden olmayı;
“Fatih İstanbul’u almaya karar verdiğinde,çoğunluk alimler ve yöneticiler karşı çıkmış ve bunun çılgınlık olacağını söylemişlerdi.
Fatih onları dinlemedi ve yeni bir ÇAĞ açtı.
Yavuz’un İran ve Mısır seferine de hemen hemen herkes karşı çıktı ama onları dinlemedi.
İslam Birliği böyle sağlandı.
Korkaklar tarih yazamaz.”
Evet, eğer Sütçü İmam ilk kurşunu sıkmasaydı milli mücadele başlamayacaktı ...
Eğer Maraşlılar çılgın bir şekilde ölmeyi göze almasaydı,bugün Anadolu olmayacaktı...
Eğer Maraşlı Sütçü İmam olmasaydı,Senem Ayşe olmasaydı,Bertiz ve diğer köylerimiz olmasaydı...Davulcu Halil Ağamız,Mıllış Nurimiz,Şehit Evliyamız,Aşıklıoğlu Hüseyin olmasaydı,bugün Maraş;KAHRAMANMARAŞ olmayacaktı...
Allah rahmet eylesin,ismini sayamadığımız binlerce Mücahit Maraşlı kardeşlerimiz tüm Anadolu’da İstiklal mücadelesinin ilk adımını atmışlardır ve tüm dünyaya özgürlüğün yolunun şehadetten geçtiğini göstermiş ve öğretmişlerdir...
Maraşlı öncülerimiz ve şehitlerimiz bize öğretmenlik yapmışlardır ve şehit kanlarıyla sulanmış bu toprakları bize emanet etmişlerdir...
Bu öğretmenliklerinin sonucu olarak bu ülkenin tüm yiğitleri,onların yolundan giderek 15 Temmuz’da,aynen 12 Şubatta olduğu gibi destan yazmışlardır...
Ne kadar şükretsek azdır...
Ne kadar gurur duysak azdır...
Öncülerden olmak bir zaferdir,bir şerefdir...
Geçen yıllarda Haki Demir üstadımızın öncülüğünde 7 ülkeden gelerek Kahramanmaraş’ta İstiklal mücadelesini bizlere anlatan konferansçılar ayakta sunum yapmışlar ve şu tarihi cümleyi ifade etmişlerdir;
“Düşmanın karşısında boyun eğmeyen,dünyaya özgürlük mücadelesini öğreten bir şehrin karşısında oturarak konuşamayız,ayakta durmaktan ve konuşmaktan şeref duyarız.” demişlerdir...
Ve dakikalarca ayakta alkışlamıştık ve duygulanmıştık...
Aynen öyle...
Bizim öncülerimiz hep yiğitlerdi,her zaman ölmeyi yaşamaktan daha çok sevmişlerdi...
Maraş’ın İstiklal mücadelesindeki öncülüğü tüm dünyaya duyurulmalıdır...
Tüm okullarımızda öğretilmeli,direnişin sembolü Maraş tiyatro,sinema,şiir şöleni gibi platformlarda sürekli işlenmeli ve zulme karşı direniş ruhu yaşatılmalıdır...
Özgürlüğe sevdalı,Allah’a imanı sağlam,şehitlerin gölgesinde bir direniş neslinin yetişmesi için tüm kurumlarımız ve sivil toplum kuruluşlarımız tek yürek olmalıdır...
Maraş’ın zulme ve işgale karşı direnişi,tüm dillerde yeryüzüne haykırılmalı ve tanıtımı yapılmalıdır...
Uluslararası sempozyumlar yoluyla direnişin ve yiğitliğin sembolü Kahraman şehitlerimiz tüm mazlum ülkelere ve milletlere tanıtılmalıdır...
Bu kahramanca projenin mimarı yeni Sütçü İmamlar ve Senem Ayşeler mutlaka ortaya çıkacaktır...
Bu gerçekleştiği takdirde,Maraş;dünyada özgürlüğün merkezi ve mazlum milletlerin umudu olacaktır...
Yeryüzünde hiçbir zalim,kendi halkına zulmetmeye bile cesaret edemiyecektir...
Çağrım tüm Kahramanmaraşlıyım diyen insanlığadır...
Sözlerime son verirken merhum Aşıklıoğlu Hüseyin’in meşhur sözüyle yazımı noktalamak istiyorum;
“Maraş bize mezar olmadan,
Düşmana gülzar olamaz.”
İşte milli mücadelenin ruhu bu sözde yatmaktadır...
Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor,
Kahramanmaraşlı kardeşlerimizin hepsini tüm yüreğimle,öncülerden olmaları sebebiyle,yürekten tebrik ediyorum...
İstiklal mücadelesini başlatan Maraş’ın kıymetinin de,tüm insanlık tarafından bilinmesini ve bu kıymetin,özgürlüğün ne demek olduğunu bilen insanlar üzerine bir vecibe olduğunu hatırlatmak isterim...
Selam ve dua ile kalın...