Kıymetli dostlar, nedeni meçhul tren kazasında hayatını kaybedenlerden biri de, astrofizik alanında çalışmalar yapan Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berahitdin Albayrak oldu. Rahmetli profesör beyefendinin geçirdiği tren kazası devletimiz tarafından inşallah tam manasıyla aydınlatılacaktır lakin şimdi söyleyeceklerim sizlere tuhaf ya da korkunç gelecek olsa da yine de yazacağım. Şeytanilerin inandığı ve Manifest Destiny, belirlenmiş kader diye bir konu bulunmaktadır ve bu manada Kabbala’da İbranice bir dua bulunmaktadır "ölüm, ölmesi gerekeni öldürecektir." (המוות יהרוג את מה שצריך למות.) Bu tekerleme öldürülecek kişinin ismiyle birlikte ve kara büyü kullanılarak Tetragrammaton yardımıyla söylenir, infaz gerçekleştirilir ve bu sırada kişi hayatın akışı sırasında maddeye ve zamana yapılan müdahaleyle öldürülmüş olur. Tetragrammaton da nedir ki diye sorduğunuzu duyar gibiyim Tetragrammaton Fizik-Matematik bilimleri ile doğrudan ilgilidir. Kabbala ve Yahudi Mistisizmi anlaşılmadan da bilinemez. Küresel sistemi inşa edenler Tetragrammaton sayesinde zalimane bir güç elde ettiler. Dünyanın idaresi, insanların yönlendirilmesi de bu formül ile ilgilidir. Tetragrammaton nedir sorusuna kısaca cevap verecek olursam; alemin kapılarını şeytani olarak açan tınıdır, frekanstır. Bu tını ve frekans dünyaya süper bilgisayarlar ve Haarp teknolojisi sayesinde yayılır. Tetragrammaton insanları yönetmek için yapılan tasarımları oluşturan titreşimdir. Dünyada kaos var, zulüm var ve anlaşılması çok zor olan karmaşalar var yani kıymetli dostlar anlayacağınız yaşanan hiçbir şey tesadüf olmadığı gibi göründüğü gibi de değildir. Tetragrammatonun İbrani mistiklerince önemi Yahveh isminden de gelmektedir (İbranice: יהוה), İbranilere göre Kitab-ı Mukaddes'te geçen Tanrı'nın gerçek ismidir. Yahveh kelimesinin Latin harfleriyle yazımında kullanılan harflerden birisi "v" değil "w"dur. Türk alfabesinde "w" harfi yer almadığı için Türkçe kaynaklarda "v" harfiyle yazılabilmektedir. Bu kelime, orijinalinin yalnızca dört sessiz harfle (YHWH) yazılabildiği İbranice bir kelimedir fakat Tetragrammaton'un orijinal telaffuzu bilinmemektedir yani sır gibi saklanmaktadır. İsmin genel olarak bilinen anlamı "Varlığı ne olursa olsun var olanları getirir."dir (Söyleme dikkat! Suikast için ideal bir kullanımdır. Fakat bu söylem kesin olarak kabul edilmemektedir, demek istediğim şudur ki mana tam olarak bu şekilde olmayabilir. Bu ismin geleneksel tercümesi İngilizce Kitab-ı Mukaddes'te şu şekilde geçmektedir: "Ben kimim" veya "Ben benim”dir. Tetragrammatonun Berahitdin Albayrak olayında kullanıldığı iddia edilmektedir şayet bu doğruysa konunun daha iyi anlaşılabilmesi için kullanıma tarihten de örnek vermek gerekmektedir. Dünyayı idare eden "küresel hükümet" yaptığı bütün işleri yazdıkları şifreli senaryolara dayandırmaktadır. Bunlardan biri ise Abraham Lincoln'ün ve John F. Kennedy'nin suikastlarında ki akıl almaz bağlantıdır
-Abraham Lincoln'ün kongreye seçildiği yıl 1847, John F. Kennedy'nin ise 1947.
-Abraham Lincoln'ün ABD başkanı olduğu yıl 1860, John F. Kennedy'nin ise 1960.
-Her iki başkan da eşleri yanlarında iken bir cuma günü suikaste kurban gitti.
-Her iki başkan da başlarına isabet eden kurşunla öldü.
-Lincoln ve Kennedy güneyliler tarafından öldürüldü. Lincoln ve Kennedy'nin koltuğuna güneyliler oturdu.
-Yerlerine gelen başkanların soyadları Johnson'dı.
-Lincoln'den sonra başkan olan Andrew Johnson'ın doğum yılı 1808'di.
-Kennedy'den sonra başkan olan Lyndon Johnson'ın doğum yılı 1908'di.
-Her iki katilde davaları başlamadan öldürüldü.
-Lincoln ve Kennedy isimlerinin harf sayısı 7'ydi. Katillerin isimlerindeki harf sayısı ise 15'ti.
Bu kısa ve yorumsuz sıralama bile arada bazı garip rastlantılar olduğunu yeterince gösteriyor. Zaman periyotları, isimler, rakamlar ve diğer benzerlikler matematikteki "rastlantı" hesaplarını alt üst ediyor. İlk anda fark edilemeyen bu diziliş örgüleri insanların kaderlerinde ki paralelliğin şifrelerini taşıyabiliyor. Böylece zamanın labirentlerinde ki "kozmik saatin" oyunlarının da asla bitmediğini de ortaya koyuyor. Berahitdin Albayrak Beyefendi’nin vefatı sadece Tetragrammaton konusunu aklıma getirmedi, Son durak 3 filmini seyredenler buradaki tren kazasını eminim hatırlayacaklardır. Lakin mevzu şeytaniler ve Kabbalacılar olunca her şeyi düşünmek gerekiyor. Filmde yapılan eğlenceye katılmak üzere lunaparka giden Wendy, hız trenine bindikleri sırada hayalle gerçek arasında korkunç bir kâbus görür (Tetragrammaton kullanımında dolayı). Çünkü bindikleri tren onlara eğlence yerine ölüm saçacaktır. Kâbus gören Wendy trenden hemen inmek ister ve arkadaşı Kevin'da onunla iner. Birkaç dakika sonra da arkadaşlarının feci şekilde ölümüne tanık olurlar. Hikâyenin bundan sonrası önceki serilerde olduğu gibi yine aynı biçimde devam ediyor ve gençlerle Azrail arasında ölüm kalım mücadelesi için düello başlıyor. Serinin bir başka filminde de yine Tetragrammaton kullanımından dolayı olanlar olur yine etrafa ölüm saçılır. Bir sınıf, yılsonu gezisi için uçakla Paris'e gidecektir. O arada öğrencilerden Alex Browning, uçağın patlayacağı gerçek ve hayal arasında bir rüya görür. Bu rüyadan çok etkilenir ve uçaktan inmek ister. Kendisine inanan ya da sırf kavga etmek için yanına yaklaşan 6 kişi daha uçaktan çıkarılır. Limanda beklerlerken uçakta bir patlama olur ve 7 kişi dışında 287 yolcu hayatını kaybeder. Kurtulanlar, aslında o kazada ölmeleri gerektiğini öğrenirler ama çok geç kalmışlardır ve hepsi teker teker ölmeye başlar. Tıpkı İbranice duada olduğu gibi "Ölüm, ölmesi gerekenleri öldürmüştür." "Uzayda cisimlerin hal değiştirmesi" projesi ile, Yerli Hawking olarak bilinen Prof. BERAHİTDİN ALBAYRAK tren kazasında öldü haberi yüreklerimize kor gibi düştü çünkü Berahitdin Albayrak çok kıymetli bir vatan evladı olmasının yanı sıra Türkiye'nin uzay programını idare eden uzman şahsiyetlerden biriydi üstelik İsrail'in de hedefinde olduğu iddialar arasında çünkü İsrail'in "Iron Dome" yani Demir Kubbe Hava savunma sistemini sabote ettiği ya da sızdığı söylentileri bulunmaktadır. Iron Dome teknolojisine yazımın ilerleyen satırlarında değineceğim. "Türkiye Uzay Ajansı’nın” kurulduğu gün Türkiye’nin sayılı uzay araştırmacılarından birinin ölmesi tesadüf olarak görülebilir mi bilmiyorum umarım rahmetli ve trende vefat eden vatandaşlarımız herhangi bir saldırı ya da taarruza maruz kalmamışlardır. Rahmetli profesör beyefendinin uzay, zaman ve madde ile ilgili bir konuşmasını da şahsiyetinin ne kadar değerli olduğunu göstermek için buraya yazıyorum. “Uzayın ve zamanın yoğunlaşmış halinden başka bir şey değildir madde, yine uzayın ve zamanın içinde yayılarak enerjiye dönüşüyor. Uzay, zaman ve madde varlıklarını her an birbirlerine dönüşümlerine borçludurlar. Birinin dönüşümü ya da değişimi sabitlenirse diğer ikisi de yok olur. Bu özellikleri kâinatın kuruluş temelini ve ilk noktanın yaratılmasını göstermektedir. Zaman ve mekan değişken bir göreceli hareket içinde, yoğunlaşmış hali olan madde eşliğinde hayatı yaşayıp yaşatıyor bizlere yani enerji nedir tam olarak anlaşılırsa maddeye hükmedilebilir ve istenilen her şekil verilebilir." Kıymetli dostlar şimdi gelelim profesör beyefendinin sistemine sızdığı söylenen Demir Kubbe teknolojisinin ne olduğunu anlatmaya. İsrail'in Demir Kubbe sistemini çökerten yani hava savunma sistemini etkisiz kılan Berahitdin Albayrak'ı kaza süsü verip şehit etmiş olabilirler mi bu yazıda anlamaya çalıştığımız konu budur ve biz sade vatandaşlara düşen de beyin jimnastiği yapmaktır. Şimdi biz buna tren kazası mı diyelim yoksa demeyelim mi siz kıymetli okurlar da mevzuyu yazı içerisinde ki konu başlıkları çerçevesinde tefekkür edin lütfen.
1-Türk Uzay Ajansı kuruldu.
2- Öğrencilerine son dönemde "çok yakında büyük işler yapacağız" diyen Ankara Üniversitesi Astronomi Bölümü hocası Prof. Dr. Berahitdin Albayrak aynı gün trene bindi.
3- Tren saçma ya da bilinmeyen bir sebeple tuhaf bir kaza yaptı.
4- Profesör vefat etti.
Bu ülkede haklı olarak yüce devletimizin kaymakamlarına, milletvekillerine özel araç, koruma tahsis ediliyor, önemli bilim adamlarımızaysa trende yolculuk yaptırıyoruz. Bu adamların aldığı nefes, attığı adım, ettiği kelam bile devletimizin koruması altında olması lazım. Âcizane bu temennimden sonra rahmetlinin vefat sebebi olabilecek Iron Dome teknolojisinden bahsetmek istiyorum.
Demir Kubbe teknolojisi -Iron Dome
Demir Kubbe İsrail'in, kendisine gelebilecek roket ya da diğer hava saldırılarına karşı oluşturduğu gelişmiş, hem gökyüzünde manyetik alan oluşturan ve hem de bataryalarında bulundurduğu füzelerle taarruz edebilen bir hava savunma sistemidir. Demir Kubbe (İbranice:כִּפַּת בַּרְזֶל, kipat barzel - İngilizce: Iron Dome) İsrail, Hamas'ın ve diğer direniş gruplarının attığı roketlerin verdiği zararı ve can kaybını en aza indirmek için 2011 yılında bu sistemi tamamlamış ve hizmete açmıştır. Temeli ise 2005'te atılmıştır; Hizbullah ve Hamas saldırılarının yoğun olduğu bir dönemde, İsrail "vatandaşları korumak" için çalışmalar yapılmıştır. 2011 yılındaysa Demir Kubbe hizmete girmiştir. Çalışma şekli ise atılan füzeyi tanımlamak, hedefe kilitlenmek ve roketi veya füzeyi havadayken imha etmek ayrıca da ülkenin hava sahasına giren roket ya da füzelerin oluşturduğu manyetik alan ile yönünü değiştirmektir. Sistem, hizmete girdiği 2011 yılından bu yana atılan her 10 füzeden 8 tanesini havada vurmuştur. Günümüzde de kullanılmaktadır. Hamas ise İsrail'in Demir Kubbe’si çökertti haberleri çok uzun zamandır haber sitelerine düşmüştür ve düşmeye de devam etmektedir. İsrail Gazze’ye bomba yağdırdığında Hamas'ın askeri kolu Kassam Tugayları ise, İsrail'in beklemediği bir karşılık verdiler. Kassam askerleri, roketleriyle İsrail'in sürekli övündüğü hava savunma sistemi “Demir Kubbe'nin” zafiyetini tespit ederek başarısızlığa uğrattı, bunu tam olarak nasıl yaptıkları da bilinmiyor. Türkiye ve Etki Alanındaki Bölgeler Savunma Analisti Turan Oğuz, atılan 400'e yakın roketin sadece 100'ünü önleyebilen İsrail ordusunun hayal kırıklığını ve Demir Kubbe'yi yazılarında değerlendirmiştir. İsrail ise bulduğu her bahanede Gazze’yi hedef almaya devam ediyor. İsrail Ordusu Sözcüsü Avichay Adraee “Gazze’den İsrail’e 370 füze atıldı. 100 tanesi engellenebildi” şeklinde itiraf gibi bir açıklama yaparken, Kassam Tugaylarının İsrail'i korkutan taktiğini, Türkiye ve Etki Alanındaki Bölgeler Savunma Analisti Turan Oğuz şu şekilde değerlendirmiştir. "Savunma sanayiinde ‘satürasyon’ denilen bir şey var. Bu şu manaya geliyor: Her savunma sisteminde atılan füzelere ve roketlere karşılık verme kapasitesi bellidir. Bu doygunluk noktasına ulaşırsa yani satüre olursa, artık savunamaz hale gelir. Bu tip sistemlerde başarı oranı vardır. Bu oran düşürülürse, sistemin açığı yakalanmış olur. İsrail ordusu, daha önce bu Demir Kubbe’nin yüzde 90 oranında başarı gösterdiğini belirtmişti. Ancak bu saldırılarda anlaşılıyor ki bu oran yüzde 30’lara düşmüş durumda." Kıymetli dostlar, Demir Kubbe sisteminin özel bir durumu da var; her nedense boş arazilere düşecek roketleri tespit edip onlar için harekete geçmiyor söylendiğine göre önceden yapılan testlerde geçiyormuş. İsrail için daha da kötüsü oluşan manyetik alan İsrailli bilim adamlarının hesaplarından çok daha kısa sürüyor ve etki alanını yitiriyor. Gazze'den savunma amaçlı İsrail'e atılan roketler nedeniyle adı sıkça anılan "Demir Kubbe" (Iron Dome), Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) hibe ettiği paralarla İsrail'de ürettirdiği kısa menzilli roketlere karşı etkin koruma sağlayan füze sistemi olarak da biliniyor. Kudüs yakınlarında bir tepeye kurulurken AA tarafından görüntülenen "Demir Kubbe" batarya sistemi, zırhlı bir araç içinde getirilerek arazide konuşlandırılıyor. Daha sonra radar sistemi ve manyetik alan oluşturan cihazları devreye sokulan sistem, toplam 20 roketlik bir bataryaya ve etrafa sinyaller yayan antenlere sahip. Tehdit anında kendini otomatik ateşleyerek çalışmaya başlayan sistem, 6 asker tarafından idare ediliyor. Öte yandan İsrail ordu envanterinde "Demir Kubbe" bataryasından 9 adet bulunuyor (İnşallah Türkiye’ye bu Demir Kubbe sisteminin gelişmiş bir versiyonu kurulur.). Bu rakamı İsrail yılsonuna kadar 10'a çıkarmayı ve açıkları da kapatmayı planlıyor. Üretimi İsrail'de Rafael silah fabrikasında yapılan "Demir Kubbe" (Iron Dome) füze savunma sistemi, kısa menzilli füzelere karşı büyük oranda başarı sağlamakla beraber, istatistiki olarak bu oran yüzde 80'lerde kalıyor. Velhasıl kıymetli dostlar, Prof. Dr. Berahitdin Albayrak gibi kıymetli değerlere ve son sistem teknolojiye ihtiyacımız var. Bu manada eli kalem tutan, kafası çalışan herkesten yüce devletimizin istifade etmesi gerekmektedir. Hatta öyle ki işsizlik kelimesi tarihe karışmalıdır. Kıymetli dostlar, tren kazasında yaşamını yitiren başta Prof. Dr. Berahitdin Albayrak Beyefendi’ye ve aziz vatandaşlarımıza Hazret-i Allah'tan rahmetler niyaz ederim vesselam.