KİMİSİ halen Ak Parti yönetiminde, kimisi eski dönem yöneticisi bir grupla dost meclisindeyiz.

Pek tabi politikanın bifiil içinde olan insanlar olunca haliyle sohbet konusu da hep politika oluyor.

Daha çok “genel politika” ve “2023 seçimleri” konuşuluyor.

Yerel politika biraz “cıs” tarzından kimse yüksek sesle ne “iyi” ne “kötü” diyemiyor ancak ortamda sesler yükselince genelin duyamayacağı sesle ikili konuşmalarda konu büyükşehir belediyesi’ne ve onun başındaki kişinin “hayal kırıklığı”nı konuşuyorlar.

Ama dediğimiz gibi konu yerel olunca daha kısık sesle konuşuluyor, kimse direkt Başkan Hayrettin’in hedef tahtası olmak istemiyor.

Enteresan bulduğum konu ise, o kısık seslerden hiç birisi de ne Onikişubat Belediye Başkanı Hanefi Mahçiçek’i, ne de Dulkadiroğlu Belediye Başkanı Necati Okay’ı eleştirmiyor, sadece Başkan Hayrettin’in kırıp döktüklerinden ve icraatsızlığından dem vuruluyor.

Her ne kadar Hayri Bey 3 yılında sonunda 2 köprü temeli atabilse de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı taklit ederek, müteahhidi kürsüye çağırıp pazarlık yapması falan inanın sevimli gelmiyor, onu kurtarmıyor, “3 senenin icraatı bu kadar olamaz” görüşünde birleşiliyor.

ARAŞTIRILMASI GEREKEN BİR SİYASİ VAKA

AKADEMİSYENLERİN araştırması gereken bir “siyasi vaka” olarak gördüğüm konu şu; Bu memlekette 30 yılı aşkın süredir gazetecilik yapan biri olarak, askeri dönemdeki başkanlar İsa Kalkan ve Emin Yalçınkaya dahil, Hacı Ali Özal, Ali Sezal, Hanefi Mahçiçek, Mustafa Poyraz, Fatih Mehmet Erkoç’la beraber 7 başkan gördüm ama bu süre içerisinde “toplumun büyük çoğunluğunun bu kadar büyük oranda sevmediği bir belediye başkanı” daha görmemiştim.

Ne kadar doğru bilemeyiz ama bu kentte hemen herkes bu arkadaşı buraya yamayanın Mehmet Özhaseki olduğunu iddia ediyor ve hiç iyi şeyler söylemiyorlar.

NEDEN KONU GENEL MERKEZE GÖTÜRÜLMÜYOR?

ORTADA bu kadar ayyuka çıkmış bir vaka varken, “Bunu neden dillendirmiyorsunuz, neden genel başkana durumu götürmüyorsunuz?” dediğimizde de görüyoruz ki kimse günah keçisi olmak istemiyor.

Mevcut durum aklımıza bir fıkra getirdi.

Bir gün fareler bir araya gelirler ve başlarına musallat olan bir kediden kurtulma planları yaparlar.

Pek çok fikir öne sürülür ama hiç biri kabul görmez.

En sonunda genç bir fare, kedinin boynuna bir çan asmayı önerir.

Böylece kedi kendilerine yaklaşırken, farkına varacak ve kaçabileceklerdir.

Bu öneri fareler tarafından alkışlarla onaylanır.

Bu arada, bir köşede sessizce onları dinlemekte olan yaşlı bir fare ayağa kalkar ve bu önerinin çok zekice olduğunu, başarılı olacağından hiç kuşkusu olmadığını belirtir. "Fakat" der. "Kafamı bir soru kurcalıyor. Aramızdan kim o kedinin boynuna o çanı asacak ?”

Eveeeettt…

Şimdi birinci dersimiz; “İyi bir plan yapmak, bu işin kitabını yazmak ayrı, o planı sahada gerçekleştirebilmek ayrıdır.”

 

YATACAK YERİ YOK

BÖYLE İMAMLARIN

 

RESMEN imam olarak görevli oldukları Türkeli Mahalle Camii ve İçmeler Ali-Hatice Aloğlu Camiilerinde işe gitmeyerek Elbistan’da oto galeri simsarlığı yapan Hamdi Tontuş ile yine aynı işi yapan oğlu Mustafa Tontuş isimli imamların…

 

YATACAK YERİ ÇOK

BÖYLE BELEDİYE BAŞKANININ

BABALAR Gününde EXPO alanında temizlik görevlisi Mehmet Tekkıyak’a sürpriz yaparak çocuklarını babalarıyla buluşturup helâl para kazanmanın onurunu ve gururunu yaşatan Onikişubat Belediye Başkanı Hanefi Mahçiçek’in…