Dünyanın en sıkı polisiye bilim kurgu ve fantastik  roman okuru olan II. Abdülhamid hazretleri, bu hayranlığına ilişkin olarak bahsi geçen roman konularında ve daha farklı eserler içinde çok özel çeviriler yaptırırdı; hatta geceleri yatmadan önce kendisine polisiye roman, coğrafya kitapları, bilimsel dergilerden makaleler ya da Seyahatnâmeler okunmasını isterdi. Yıldız Sarayı'ndaki 20 bin kitaplık kütüphanesinin 2 binden fazlası polisiye, fantastik, bilim kurgu romanlarıydı ve kendisi bütün bunların yanında kelimenin tam anlamıyla bir Sherlock Holmes hayranıydı. Yeni çıkan eserlerini İngilizce'den anında çevirtip kendisine okuturdu. Hatta yazarı Arthur Conan Doyle'ı İstanbul'a davet edip, kendisini Mecidiye Nişanı ile ödüllendirdiği de kaynaklarda yazmaktadır. Abdülhamid Han'ın bu hayranlığı ile ilgili dönemin ünlü Osmanlı yazarlarından ve entelektüellerinden  Yervant Odyan, 1911 yılında bir eser kaleme aldı. Eserinde dünyanın en sıkı polisiye roman okuru, Devlet Başkanı II. Abdülhamid'i ve gelmiş geçmiş en ünlü dedektif Sherlock Holmes'u yan yana getirdi. Roman büyük boy ve 832 sayfa olarak yayınlandı. Kısa süre sonra Ermenice baskısı da yapılan hacimli ve önemli roman, Seval Şahin'in öncülüğünde bir grup gayretli araştırmacı tarafından günümüz Türkçesiyle yeniden yayınlanmıştır. Orijinali Osmanlıca yazılan romanda olaylar, II. Abdülhamid'in dünyanın en ünlü dedektifi olan Sherlock Holmes'u İstanbul'a davet etmesiyle başlıyor. Gerekçe ise Osmanlı Hafiye Teşkilatı'nda görevli gizli polislerin birbiri ardına gerçekleşen ve aydınlatılamayan sır ölümleri (Bu olayın gerçek bilgiler ile yazıldığını söyleyen yazar ve araştırmacılar da bulunmaktadır). Abdülhamid Han, Holmes'ten cinayetleri araştırmasını istiyor ve büyük macera başlıyor.

Kitap yalnızca klasik polisiye ile sınırlı kalmıyor, dönemin siyasi atmosferi, adli tıp bilgileri, sultanın diplomasi konusunda ki ustalığı ve Yıldız İstihbarat Teşkilatı'da anlatılıyor. Romanın bir diğer özelliği de dönemin tarihi figürleri ve isimlerinin birebir işlenmiş olmasıdır ve II. Meşrutiyet döneminin ayrıntılı olarak anlatılmasıdır. Romanın başlangıcı ve ilk bölümü heyecanlı ve sürükleyici. Olay 1904 yılı ilkbaharında Kandilli'de boş bir yalıda üç kişinin garip bir şekilde öldürülmesi ile başlar. Öldürülenlerin üzerlerindeki gümüş saatlerine ve para dolu keselerine ilişilmemiş ama cesetlerine M.A. işareti bırakılıp birer numara konulmuştur. Gazeteler türlü yorumlarla olayı yazarlar ama birdenbire bu haber sansürlenir. Çünkü öldürülenlerin üçü de padişahın gizli hafiyeleridir. Padişahın buyruğu ile polis örgütü her işi bırakıp bu olayı aydınlatmak için çalışır; ilk başta hiçbir sonuç elde edemezler; üçlü cinayeti Erenköy'deki bir dördüncüsü izler. Olayın çözülmesi için Sultan Abdülhamid Efendimiz  İngiltere'den ünlü dedektifi Sherlock Holmes'ü (İngiltere Hafiyesi Arthur Ignatius Conan Doyle 22 Mayıs 1859-7 Temmuz 1930) Türkiye'ye çağırır ve o da olaylara karışır. Böylece Sherlock Holmes'ün de dâhil olduğu  macera başlar vesselam.