Vatikan dünyanın sırlı ve derin ülkelerinden birisidir. Başka ülkeler ve milletler için muamma ve meçhul olan birçok gizem ve bilinmez, Vatikan için bilinir durumdadır ve onlar bile isteye sır olarak kalmış birçok konuyu, insanların geleceğini düşünmeden saklarlar.İnsanların gözlerinin içine baka baka yalan söylerler. Peki, bu saklanan sırların içinde neler var?
Devası bulunamayan hastalıklara şifa(lar), çözülemeyen fizik veya matematik problemlerinin açıklamaları… Çözümlerin açıklanması halinde insanlığın kurtuluşuna giden yolun açılacağını bazı akademisyen ve araştırmacılar ifade etmektedir. Astronomi, Astroloji, Kozmoloji ve uzay bilimleri alanında da çok ileri düzeyde bilgilere vakıftırlar. Ancak sadece C.I.A ve Mossad ile paylaşırlar. Asırlarca kendilerini bilim düşmanı olarak gösterip Vatikan’da ne ile uğraştıklarını sanıyorsunuz?
Bu izahlardan sonra Vatikan'ın gücü nereden geliyor sorusuna cevap vereyim. Neredeyse sınırsızmış gibi duran hazinesinden ve sırları bilmesinden dolayı bu "minik" devlet dünyanın süper güçlerinden biridir ve ülkeleri idare ettiğini iddia eden şeytani Yuvarlak Masa’da temsil hakkı bulunmaktadır. Zaten Yuvarlak Masa’nın sözde temsilcilerinin izni ve onların istihbarat birimlerinin onayı olmadan hiçbir kardinal, papa olamaz değil, o makamı aklına dahi getiremez. Bu nedenle Vatikan hiçbir zaman ruhani bir kurum olmamıştır. Vatikan’da tahta çıkan ve papa olan hiçbir kardinal Mossad ve C.I.A’in emirlerinin dışına çıkamaz, daima onlara verdiği sözleri yerine getirir. Peki, neler vardır bu verilen sözlerin içinde? Sistina Şapeli’nde kardinaller yeni Papa’yı seçmek için toplandıklarında C.I.A ve Mossad zaten yapılacaklar listesini çoktan tahtın yeni sahibinin çalışma masasına bırakmıştır
Her yeni seçilen Papa’dan farklı şeyler isterler. İstenilen ülke de iç savaş çıkarılmasından, darbe planlarına destek, tedavisi olmayan hastalıkların yayılması ve hatta üretilmesi, tarihi eser kaçakçılığı, kitap hırsızlığı, (iddia ediyorum aranan ve fakat bulunamayan ve ayrıca daha önce yerlerinde durdukları halde birden sırra kadem basan kitaplar Vatikan kütüphanesinin raflarını süslemekte veya arşiv dairesinde saklanmaktadır.) sahte din adamları yetiştirmek te bunlardan biridir. Sahte din adamı yetiştirmek, Vatikan’ın uzman olduğu konuların başında gelmektedir. Hangi ülkede çıkarları varsa ajanlarını yetiştirir ve gönderirler. Bunu sadece İslam Dini ile sınırlamayın kıymetli okuyucularım Mossad, C.I.A her nereye sahte din adamı yetiştir ve gönder derse, papa derhal icabına bakar ya da kendilerinin nerede ve nasıl bir çıkarı varsa acilen gereği yapılır. Hinduların, Sihlerin, Budistlerin veya Hıristiyanlık’ta bulunan diğer mezheplerin içinde Vatikan’ın papazlarından ve kardinallerinden oluşan ajanlar onlardanmış gibi görünerek çalışmalarını yaparlar. Bu sayede hem Vatikan'a bilgi aktarırlar hemde içine sızılan toplumu birbirine düşürürler. Vatikan’da papalar tahta çıktıklarında yayınladıkları bildirilere emirnamelere bakın.
Emin olabilirsiniz ki dünya siyaseti nereye gidiyor, küresel aktörler yeni neler tasarlamışlar yine kimlerin başına çorap örülecek, ABD - İsrail kime dost kime düşman görebilirsiniz?
Vatikan’da ki sistem sürekli olarak aktiftir ve kendisini yenilemektedir. İşte bu yüzden güçlüdür Papa ne emretmişse sistem aynen buna uyar gereğini yapar. Okuyucularımız şu soruyu sorabilirler: “Vatikan dünya halklarına aldığı kararları nasıl dikte ettirip yaptırıyor?” Cevabı çok basit. Ellerinin altında her konu ile alakalı istihbarat raporları mevcut. Ayrıca çalışma yapılacak konular ile alakalı Vatikan’da ki "Curia" (sistemin beyni) veriler üretiyor. Tabii kütüphane ve arşiv dairesin de ki kıymetli sırlar ve bilgiler de devreye giriyor, geriye ise sadece yine Curia’da bulunan psikologlar, felsefeciler, mühendisler, bilgisayar oyunu yazan dahiler, Vatikan’a çalışan yapım şirketlerinin senaristleri ve iktisatçılara, uygulatılacak konunun, sanki halklar bunu kendileri istiyor ve benimsiyormuş gibi sunulduğu hikayelerin yazılması kalıyor. Gerisi ise malum...
Okuyucularımın Vatikan'ın gücünü anlaması ve üst aklı temsil ettiğini iddia eden şeytani Yuvarlak Masa’da ki yerini daha net görebilmeleri için Vatikan Kütüphanesi, Rasathanesi ve Vatikan'ın beyni olan "Curia " yapılanmasını anlatmakta yarar var diye düşünüyorum.
Vatikanın Beyni Curia
Araştırmacı-yazar rahmetli Aytunç Altındal Beyefendi "Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri" kitabında Curia’yı şu şekilde tanımlamaktadır. “Vatikan'ın en önemli ve güçlü kurumu, Curia’dır. Bu kurum devlet olarak Vatikan'ın beynidir."Vatikan Anayasası’nın 360. paragrafında Curia, Papa adına ama Vatikan ve kiliselerin hayrına yararına çalışma yapmakla yükümlü kılınmış kurumdur," ve yine
Vatikan Anayasası’na göre Curia o kadar önemli bir kurumdur ki dini ve ruhani bir kuruluş olarak tanımlanmaz. Tartışmaya yer bırakmayacak bir şekilde dünyevi seküler bir kuruluş olduğu net bir şekilde yazılmıştır. Vatikan'ın siyasi,diplomatik, ekonomik kararlarını Curia’da ki sistem belirler. Hatta uluslararası ilişkileri düzenleyen de bu kurumdur. Curia 1605’te diğer ülkelerde bulunan Vatikan’ın kardinal temsilcilerinin yazdıkları ortak rapor sonucu 1721’de kurulmuştur. Curia’nın önemini anlatabilmek ve dünyevi bir kurum olduğunu daha da anlaşılır olarak izah edebilmek için Vatikan Devleti’nin, bakanlarının Curia’da faaliyet gösteren kurul üyelerinden seçildiğini ve bu kurulun kendi içlerinden başbakan olabilecek vasıflara sahip kişileri belirleyip papaya arz ettiklerini, onun da kendisine verilen listede ki isimlerden birini seçip başbakanı tayin ettiğini söylemem, herhalde Curia’nın seküler bir kurum olduğunu net olarak ortaya koymaktadır.
Bu teşkilat, çeşitli konsey, bürolar ile enstitülerden oluşmaktadır. Curia sisteminin kurulması ile ilgili Vatikan’da yapılan tartışmaların bazı araştırmacılara göre tarihi 1605 öncesine kadar gitmektedir.Verilen tarihler ise 1585 veya 1590’dır.
Vatikan Kütüphanesi
Vatikan Kütüphanesi hangi inanışa ve kimlere hizmet ediyor? Hangi inanışa dedim diye şaşırdınız mı? Hayır, şaşırmayın. Zira ne Vatikan ne de kütüphanesi asla dine (Katolik Hristiyanlığa) hizmet etmiyor.
Kütüphane kapitalizmin ve daha çok dünyevileşmenin hizmetinde… Keşiflerin icatların saklanması ve kendi dostlarının (Küresel Kraliyetçiler) materyalizmi toplumun hayatına daha çok yerleştirmek adına yaptıkları faaliyetlere destek vermek adına kurulmuş yine yukarıda anlattığım Curia’nın emrinde bir yapı. Kütüphaneyi anlatmadan önce ateizmin kaynağının da Vatikan olduğunu söylesem ve buna Vatikan kütüphanesinde ki idarecilerin destek verdiğini siz kıymetli okuyucularımla paylaşsam acaba şaşırır mısınız? Ne yazık ki durum bundan ibaret… Ateizm ve materyalizm ile ilgili ne kadar kitap varsa rafların da bulunan Vatikan kütüphanesinde ki kitaplar idarecilerinin emriyle özel görevli ajan papazlara son 400 yılda bu kitapları okutup halkın arasına sokmuştur. Sözde bu papazlar dini inkar etmiş ve Hristiyanlıktan çıkmışlardır ama aslında kendilerince çok önemli bir misyonu yani inananları dünyevileştirme projesini hayata geçirmişlerdir. Hatta içlerinden bazıları Vatikan'ın selameti için kendi inandıkları dava uğruna ölümü (idam-yakılma) bile göze almışlardır. Çünkü oyun ve senaryo da olsa verilen görevlerin başarısı için inandırıcılık çok önemlidir. İşte size bu yakılan papazlardan bir örnek: Papaz Vanini kimdir? Vatikan kayıtlarında adı Giulio Cesare Vanini olarak geçmektedir. 1585’de doğmuş 1619’da 34 yaşındayken ateizm suçlamasıyla yakılarak idam edilmiştir. Tahsil hayatına baktığımızda Vatikan kayıtlarında Katolik Cizvit Okulunu bitirdiği sonrada yine Cizvitlerin yönettiği Napoli Üniversitesini tamamladığı anlaşılmaktadır. 1606’da hukuk doktoru olmuş, 1611’de Venedik’te papazlık yapmaya başlamıştır.İşte ne olduysa burada oldu. 1612’de İngiltere’ye kaçmış Hristiyanlığın tanrısını kabul etmediğini ilan etmiş görüşlerini yaymak için Hollanda’ya ve Paris'e gitmiştir. Bu arada iki kitap yazmış (kitapların kopyalarından Vatikan'a göndermeyi unutmamıştır herhalde) özellikle yazdığı ikinci kitabında (De Admirandes) ortaya attığı tezler günümüzde kendini ateist sanan sözde entelektüellerin dudaklarını uçuklatacak mahiyette fikirlerle doludur.
Vanini, özetle diyordu ki "kendisi madde olmayan bir Tanrı nasıl olurda maddi bir dünya yaratmış olabilir ki" "Sonsuz olan maddedir. Ruh değil." "Cin, peri,şeytan, melek kilise tarafından uydurulmuş gerçekte olmayan yaratıklardır. Bedava yaşamak isteyen papazların halkı korkutmak için yalan söylediklerini artık herkes bilecek" "İnsan hayvandan gelmedir, onun ileri aşamasıdır. Temizdir. Sizler de doğadan başka hiçbir güce sakın tapmayın. En büyük ve tek güç madde ve doğadır.
Vanini bu ve buna benzer görüşlerini hem yazmış hem de insanlara birebir anlatmıştır. Hayatının anlamı “Ona göre Hristiyanları dinsizleştirmektir. Peki, sonuçta ne mi oldu? Papaz Vanini 1619 yılında 34 yaşında ateizm suçlamasıyla yakıldı. Onun kitapları sözde yasaklı kitaplar listesinde ama Vatikan’da papazların ders kitabı. Varın gerisini siz düşünün. Ayrıca belirteyim ve dikkatleri çekeyim ki papaz Vanini bu kitapları yazdığında, ne Darwin’in evrim teorisi, ne Karl Marx’ın maddeye sonsuzluk kazandıran görüşleri, ne de günümüzün modası olan "doğa tapıcıları" vardı.Papaz Vanini’nin hikayesi kısaca böyle. Lakin aziz okuyucularım burada sizlere arz etmek ve hatırlatmak istediğim bir husus var bu anlattığım hikayenin çok daha farklı bir versiyonunu günümüzde maalesef yaşıyoruz.
Vatikan Kütüphanesi ve Çalınan Kitaplar
Resmi adı Vatikan Apostolik Kütüphanesi. Daha yaygın olarak da sadece Vatikan Kütüphanesi denilmektedir ve Vatikan yasalarına göre kütüphane kutsal bir makamdır (İnşallah bir gün anlaması gereken insanlar kitapların ne kadar kıymetli ve önemli olduğunu anlarlar). Dünyanın en eski kütüphaneleri arasında sayılmaktadır. Tarihi metinleri ve çok önemli koleksiyonları(çalıntı kitaplar da dahildir) raflarında barındırmaktadır.1475 tarihinde kurulduğu tahmin ediliyor. Kütüphanenin raflarında 75.000 el yazması kitap bulunduğu sanılıyor. Sanılıyor diyorum çünkü yetkililerin ve idarecilerin haricinde başka hiç kimsenin giremediği bölümler var. Vatikan arşivlerinin ve Kütüphane de bulunan kitapların sahibi Papadır ve özel bölümlere onun izni olmadan girilemez. Vatikan arşivlerinin ve kitaplarının tamamının erişim hakkı sadece Curia’nın verdiği ve papanın onayladığı özel izinle "Gizli görevli veya Gizli taşıyıcı" rütbesine sahip kardinallerde bulunmaktadır.
Arşivde ve kütüphanede araştırma yapabilmek için tanınmış bir enstitü yada uygun kişilerin referans mektupları gerekmektedir. İnceleme ve araştırma yapacak kişilerin başvurularını yaparken kişisel bilgilerinin tamamını yazması istenilmektedir. Verilen bilgiler den biri bile yanlış veya hatalı çıkarsa içeriye giriş ve araştırmacı belgesi iptal edilir. Lisans öğrencileri asla araştırmacı olarak kabul edilmez... Arşivde çalışacak kişilerin erişim hakları da kısıtlıdır ve daha önceden hazırlanmış kataloglarda aranılan metin varsa gösterilir eğer yoksa araştırmacı şansına küser. Kayıp ya da çalıntı kitaplar konusu ile ilgili iki önemli örnek vereceğim. Yazacağım kitaplar yağmanın ne boyutlarda olduğunu kanıtlayacaktır. Birincisi Kitab-ı Dede Korkut nüshası, ikincisi Hazret-i Abdülkadir Geylani’nin kayıp kitapları da Vatikan’da. Abdülkadir Geylani Hazretlerinin kitaplarının Vatikan'a yağma ve talanla getirildiği Hazretin Tıp,Mühendislik Jeoloji ve Astronomi kitaplarının maalesef Vatikan kütüphanesin de bulunduğu artık biliniyor. Fethu'r Rabbani eserinin nüshası peygamber (A.S) Efendimizi rüyada görmek ile ilgili bir risalenin nüshası ve daha birçokları maalesef Vatikan’da.Yazımızda buraya kadar sistemin nasıl çalıştığını (Curia) ve Vatikan kütüphanesinin özelliklerini anlattım.Okuyucularımın Vatikan'ın neden dünyayı yöneten üst akıllardan biri olduğunu ve gücünün nerelerden geldiğini durumun vahametini kavradıklarını düşünüyorum.
Vatikan Rasathanesinden de kısaca bahsedip yazımı nihayete erdirmeden önce bir temenni de bulunmak istiyorum. İnşallah Kültür Bakanlığımız ve Vatikan Büyükelçiliğimiz günü geldiğinde çalınan kitaplarımızı hem geriye alırlar hem de bu yağma ve talanın hesabını sorarlar. .
Vatikan Rasathanesi
Vatikan Rasathanesinin kuruluşu ve yaptığı çalışmaları uzun uzun bir başka yazıda anlatacağım. Ancak burada ki konu malumunuz “Vatikan neden bir üst akıldır ve bizler nasıl kandırılıyoruz” olunca, Dünya basınında yer alan konu ile alakalı üç önemli haberi sizlere arz edip yazımı nihayete erdireceğim. Amacım bu yazıda Vatikan'ın senaryolarını nasıl ürettiğini ve dünyanın başına nasıl bela ve felaket yağdırdığını farklı bir bakış açısı ile anlatabilmekti (Vatikan Rasathanesini1891 yılında Papa 13. Leo, Aziz Peter Katedrali'nde kurdu. 1935 yılında Roma’nın dağınık şehir düzeni gözlemleri zorlaştırdığı için papa 11. Pius rasathaneyi güneyde ki bir sayfiye yerine taşıdı. 1981’den beri Vatikan'ın bu araştırma kuruluşu ABD'nin Arizona eyaletinde ki Tucson kentinde).
1- 2008 yılında Vatikan Astronomi ve modern fizikle uğraşan İtalyan bilim adamı Galileo Galile'i ye bilim ile uğraştığı için teşekkür etti. Üstelik Vatikan, Galileo'nun cezalandırılmasında rolü olmadığını da söyledi. Vatikan’ın Rasathane müdürü L'osservatore Romano da konu ile alakalı bir makale yazdı. Öyle önemli itiraflarda bulunmuş ki şaşırmamak elde değil. Bildiğimizi zannettiğimiz tarihi tekrardan gözden geçirme vakti gelmişte geçiyor bile. O makalede Rasathane müdürü özetle şunları söylemiş
"-Katolik kilisesi olmasaydı Galileo da olmazdı. Galileo olmasaydı Vatikan Rasathanesi olmazdı"
"-Galileo kilisenin yüz yıllardır bilim için çalıştığına kanıttır." Kıymetli okuyucularım adam daha ne kadar açık konuşabilir. Biz onu bilim için çalıştırdık, tüm dünyayı da onu cezalandırdık diyerek aptal yerine koyduk. Hani kilise Galileo’yu cezalandırmıştı?
2- Vatikan Rasathanesi, yaptığı açıklamada uzaylıların varlığına inanmak Tanrı inancına ters düşmez dedi.
Vatikan Rasathane Müdürü yaptığı açıklama da "Evrenin büyüklüğü Dünya’nın dışında başka yaşam türlerinin olabileceği ihtimalinin bulunduğu anlamına geliyor. Dünya’da ki varlıkların çeşitliliği gibi başka yaratıklar, hatta bizden daha zeki yaratıklar olabilir. Bunu düşünmek inanca ters düşmez. Çünkü Tanrı'nın yaratma özgürlüğüne sınır konulmaz. Neden kardeş uzaylılardan bahsetmeyelim. Eğer varlarsa bu da yaratılışın bir parçası."
3- Hristiyanların kutsal yeri Vatikan, müzesinde 2009 tarihinde "Astronomi ve Enstrümanları" isimli bir sergiye ev sahipliği yaptı. Sergi Birleşmiş Milletlerin 2009'u uluslararası Astronomi yılı ilan etmesi nedeniyle düzenlendi.
Teleskoplardan, orijinal el yazması eserlere kadar birçok ilgi çekecek eserin ziyarete açıldığı sergide, Galileo'nun 1610 yılına tarihlenen teleskop’u çok fazla ilgi gördü.. Öyle anlaşılıyor ki 2000 yıllık bu karanlık ve gizemli yapı (Vatikan) Aslında hiçte anlatıldığı gibi ruhani bir kurum değil ve aslında dine (Katolik Hristiyanlık) değil kapitalizme sekülerleşmeye hizmet etmiş ve bu yolda savaşacak şövalyeler yetiştirmiş. Gözleri hep gökyüzün de ve kitaplarda olmuş ve bunlardan aldıkları ilhamla küresel kraliyetçilerin emriyle dünyanın başına bela olmuş akla hayale gelmeyecek senaryolar yazmışlar İslamiyet’e de insanlığa da zarar verebilmek adına her yolu denemişlerdir. Vatikan için "papaz Vanini’leri" yetiştirmek kolay üstelik hala yetiştiriyorlar. Onların işi bu. Bize düşen ise agâh olmak ve artık küresel ölçekte senaryo yazabilir hale gelmektir. Şimdilik Hoşça bakın zatınıza…
Maraş Pusula Haber www.maraspusula.com / Ömer Faruk İspir