Cami ve mescitler dışında namaz için oluşturulan cemaatler, zorunluluk hallerinde geçerlidir. Cemaatin oluşum yeri camilerdir. Namazlar orada kılınır, sohbet ve vaazlar orada yapılır. Zorunlu hallerde her yerde sohbet, vaaz, nasihat olabilir ama Müslümanların bütün sosyal faaliyetlerinde, gönül eğitimlerinde caminin yeri birinci sıradadır. Peygamber efendimiz, cemaatin yoklamasını camide yapardı. Gelmeyenlerin mazeretini öğrenirdi. Bu mazeretler arasında; "evinde, dostlarıyla yaptığı binasında, hocasının arkasında cemaat oldular, bu sebeple gelemediler." yoktu. Örnek olsun diye yazıyorum. Herhangi bir cemaatin yaptığı ve şeyhinin ismini verdiği camiye gittiğiniz zaman, cemaat müntesipleri o camide ev sahibi, siz ise misafir gibisiniz.

Bütün camiler Allah'ın evleridir ve hiç birisinde farklı bir rüzgâr esmemelidir. Kardeş deyince ihvanını, sofisini, üyesini anlayan Müslümanla, cami deyince STK sının, yurdunun mescitlerini anlayan Müslüman istemiyoruz. Kardeşlik ve cemaat anlayışımızı sınırlayan duvarları yıkmak zorundayız. Kime veya hangi gruba sorsan, camiye gitmemek için bir bahanesi var. Kimisi imamların devletten maaş aldığını, kimisi imamların bilgisizliğini, kimisi imamın sakalının olmadığını vs. bahane eder. Bütün bahaneler, İslam’ın birlik ve cemaat anlayışı karşısında geçersizdir. Bu sebeple evlerimizdeki, STK’larımızdaki, tarikatlarımızdaki, yurtlarımızdaki, kurslarımızdaki mescitleri yıkmak ve camilere kapı açmak zorundayız. Okullarda ve yurtlarda, eğitim ve alıştırma amaçlı açılan mescitlerde, camilere cemaat yetiştirmeli, esas cemaatin camide olduğunu öğretmeliyiz. Sahabe, evlerde sadece sünnet namazları kılarlardı. Farz namazlarda soluğu camide alırlardı.

Yurtlarımızda ve kurslarımızda çocuklara ya da gençlere cemaat alışkanlığı kazandıralım derken, aynı zamanda onları Allah'ın evlerinden mahrum ettiğimizin ve ayrışmanın temelini attığımızın farkında mıyız? Camiye elli metrelik mesafede olan yurdun öğrencilerinin hiç bir zaman camiye gelmemelerini neyle izah edeceksiniz? Herkes, kendi cemaatini, sohbetini, grubunu kuracaksa; bütün müminlerin kardeşliğini ilan eden ferman niçin var?

 Adını "İslami faaliyet" koyarak bütün Müslümanlardan para toplayacaksın, binalar yapacaksın, memurlarına maaşlar vereceksin, son model arabalara bineceksin sonra da yetiştirdiğin gençler, o Müslümanların gittiği camilerden uzak kalacak. Normal Müslümanlardan kendilerini farklı gören bu gençlerin, ilerde birileri tarafından kullanılmayacağının garantisini kim verecek? Müslümanlar şeffaftırlar, kapalı kapılar ardında iş çevirmezler. Cami, cemaat, kardeş, hoca, tarikat, mürit, mürşit, hatim, hizmet, himmet gibi bütün önemli kavramları, aslına rücû ettirmek ya da günümüz ifadesiyle fabrika ayarlarına döndürmek zorundayız.

Herkes kendisine bir kez sorsun; " Camiler, hayatımızın neresinde, nerelerde cemaat oluyoruz ve safları nerelerde sıklaştırıyoruz?" Durumumuz çok vahim. Bir kilometre geriden baktığında, adamın kıyafetinden cemaatini anlıyorsun ama Müslümanlığını anlayamıyorsun.

Kardeşlerim, Camiler haftasını bu şekilde icra edelim, hepimiz kendimizi sorgulayalım. Odalardan, binalardan çıkıp tekrar camilerimize dönelim. Bütün meşrepler, cemaatler, yurtlar, kurslar camide buluşsunlar. Kâbe’de buluşmanın provasını yapalım. Vahdeti yaşayalım hep birlikte. Hiç bir grup " biz zaten öyle yapıyoruz " diyerek kendisini avutmasın.

Şeyhlerin evlatlarını, STK’ların tosuncuklarını koruyup kolladığı bir dönemde yaşıyoruz. Herkesin gözünde, kendi adamı ön sırada. İslam kardeşliği yerine grup kardeşliği öne çıkıyor. Müslümanca düşünen iyi niyetli insanların ağzı yandı, artık yoğurdu üfleyerek yiyorlar. Dolayısıyla bütün yapıların kendisine çeki düzen vermesi, şeffaflaşması, ayrıştıran bütün işaretlerinden kurtulması, camilere açılması ve İslam kardeşliğini ön plana çıkarması gerekiyor. Bu din, hepimizin dini. Hiç bir grup, cemaat, cemiyet, parti, sendika onu temsil etmeye yetkili değildir. Üstünlük takvadadır. Bütün dünya Müslümanları, ayrışmaların bolluğundan dolayı birbirlerine çok rahat düşürülüyorlar. Yeter artık, İlk defa Müslüman olan ve hiç bir grubu tanımayan biriymişçesine ve heyecanla Allah'ın ayetlerini, Peygamberin hayatını bir kez daha okuyalım. Rabbim ferasetimizi, basiretimizi açsın. Birliğimizin, kardeşliğimizin önündeki bütün engelleri bertaraf etsin.

 

Maraş Pusula Haber - www.maraspusula.com