Eski mahallemden bir tanıdığın başına gelenlerle başlamak istiyorum. Bu kişinin evi, dükkânı, arabası vardı ve çoluk çocuğuyla gül gibi geçinip gidiyorlardı. Nasıl olduysa buna milli piyangodan yüklü miktarda bir para çıktı. Mahallesi, evi, çevresi, yaşam tarzı süratle değişti. Ancak her şey yolunda gitmedi. Kumara, içkiye, pavyona başlayan evlatlar, sınırsız harcamalar, trafik kazaları, hastalıklar derken işler tersine dönmeye başladı. Sonuçta sayılı para tez biterdi. Bitti de...
Tekrar babadan atadan kalma evine döndüğünü, sokağa çıkmaya utandığını, çoluk çocuğuyla yaşam farklılıklarından dolayı yollarının ayrıldığını, iyi ki emeklilik maaşının olduğunu sonradan duydum.
"Keşke o para hiç çıkmasaydı da, eski hayatımız devam etseydi." diyormuş.
Parayla olan imtihanı kaybetmişti bu dostumuz.
Allah' tan isterken; "Ya Rabbi! Ne veriyorsan hayırlısını ver." diyerek istenmesi gerektiğini söylerdi büyüklerimiz.
Bazen, "İktidar bize yaramadı mı yoksa? Acaba çile çektiğimiz, ancak manen huzurlu olduğumuz günler daha mı iyiydi?" dediğim zamanlar olmuyor değil.
Ülkenin çıkmaza girdiği, vatandaşların burnundan soluduğu ve arayış içerisinde olduğu bir zamanda Yüce Allah, iktidarı bizlere nasip etti. "İktidarı hor kullandık, har vurup harman savurduk, çok büyük hatalar yaptık." desem yanlış olur. Çile çektiğimiz birçok konuda, inananlar olarak rahatladık. Özgürlüğümüze kavuştuk. Bütün devlet dairelerinde sözümüz geçer oldu. Din eğitimini bütün okullara yaydık. İmam Hatiplerin önünü açtık. Devlet kurumlarında başörtülülerin çalışmasını sağladık. Devasa camiler yaptık. Varlık içerisinde yüzmeye başladık. Lüks semtlerden satın aldığımız geniş dairelere göçtük, yeni arabalarımız oldu, marka giyinmeye başladık vs.
Özetle kılıcımızın her tarafının birden kestiği zamanlar yaşıyoruz. Ancak, haram helal, kul hakkı, takva, samimiyet, ihlas, hürmet, muhabbet, kardeşlik, adalet, ehliyet, hakkaniyet gibi konularda kırmızıçizgilerimiz kayboldu. Örneğin, iktidardan isteyenler, haram helal, adalet, hakkaniyet demeden isteyebiliyorlar, iktidar da aynı şekilde verebiliyor. "Biz Müslümanız, sırası gelmeyene vermeyiz, liyakati ve emeği olmayanlar boşa beklemesinler, her zaman doğruyu konuşuruz, Allah korkusu neyi gerektiriyorsa onu yaparız, adaletten şaşmayız." gibi cümleleri kullanmaya çekiniyoruz.
Kısaca manevi huzurumuz maalesef kalmadı, değerlerimiz bir bir yok oldu. Olmaya da devam ediyor. Çok aşırı politize olduk. Orta yolu bulamadık bir türlü.
Sonuçta, iktidarın da sayılı paradan farkı yoktur.
İnşallah bir gün eski mahallemize dönmek zorunda kalmayız.
Rabbim, girmiş olduğu bütün sınavlardan alnının akıyla çıkan Müslümanlardan olmayı cümlemize nasip etsin.