Kudüs'e, Mekke'ye ve Medine'ye her türlü güzel hizmeti canla başla yapan Hünkarımız Abdülhamid Hazretleri nazlı Ayasofya'yı da unutmamıştır. Bu anlamda baktığımızda son hürmet ve hizmeti yapan da o olduğu için mukaddes Ayasofya'da hünkarımızın bizlere emanetidir ve nazlı Ayasofya'da ki son mühür de sultan efendimize aittir. Hünkar, sufilerin devran yaptığı, vaizlerin vaaz verdiği, müderrislerin ders okuttuğu Ayasofya'nın yenilenmesi, tamiri ve ihtiyaçlarının giderilmesi için 1894 yılında Mimarbaşı Kemalettin Beyefendi ve Mühendis Daranko'ya emir vermiştir. Onlar da camii şerifte incelemelerde bulunup rapor düzenlemişler ve sultan hazretlerine arz etmişlerdir. Sultan efendimiz bu iki mühim şahsiyetin raporlarını okumuş ancak yeterli görmemiştir. Bunun üzerine İtalyalı Mühendis Ferrari'ye camii şerifi inceletmiştir. İlk tamiri de ona 60 Osmanlı lirasına yaptırmıştır. Sultan hazretleri zaten daha önceki tarihlerde de Ayasofya Camii'nde tamiratlar yaptırmıştı (1891-1892-1893). İmam ve müezzin odalarında ya da Mahfili Hümayun'da tamiratların olmasını sağlamıştı hatta camiinin sıva ve badanalarını dahi Hezarfen İshak Kalfa'ya yeniletmiştir. Bizde sanatkar ilim adamı olmadığını söyleyenler utansın. 1888'de İshak Kalfa vefat edince onun çırakları tamirata devam etmişlerdir. Sıva ve badanaların yenilenmesi için harcanan parayı dahi biliyoruz, 949 kuruş. Sultan efendimiz bunlarla da kalmamış camii şerifin halılarını ve hasırlarını dahi yeniletmiştir (11 Temmuz 1884 ve 19 Temmuz 1892). Sultan efendimizin kabri pür nur olsun. Ayasofya'ya olan hizmeti bunlarla da sınırlı olmadığı gibi bu kısacık yazıya da sığdırılamaz ancak şu kadarını söyleyebilirim ki hünkar efendimiz camii şerifin medreselerinin içinde bulunan türbelerini, kütüphanesini ve hatta imaretini ve sebillerini dahi tamir ettirmiş elden geçirtmiştir. Kudüs'ün, Mekke'nin, Medine'nin ve Ayasofya'nın ulu padişahına selam ve rahmetler olsun. Ahirette zat-ı devletleri ile kavuşmak dileklerimizle.