Sultan II. Abdülhamid Han'ın hayatıyla ilgili bir çalışma hazırlayan Gazeteci-Yazar Hakan Yılmaz, Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın 25 Aralık 2010 Başbakanlık bahçesinde Türkiye'nin ilk elektrik motorlu seri üretim otomobili olan Renault Fluence Z.E'yi kullanmasıyla bu otomobillerin dünya tarih sahnesine çıkışını merak etmişti. Araştırması sırasında araçların ilk kez Avrupa'da ve Sultan II. Abdülhamid Han zamanında ortaya çıktığı bulgusuna ulaşan Yılmaz, dönemindeki teknolojik gelişmelere yabancı kalmayan ufku geniş padişahın bu buluşa da duyarsız kalmadığını görmüştür. Hakikatlerin  Osmanlı arşivlerinde olduğunu bilen Yılmaz, Sultan II. Abdülhamid Han'ın Avrupa'dan elektrikli araba siparişi verdiğine dair belgelere de ulaşmıştı. Türkiye 135 km hıza ulaşabilen, çevre dostu, sessiz, düşük arıza ihtimalli, en yüksek yakıt desteği sağlayan ilk elektrikli otomobilin heyecanını yaşarken, Osmanlı belgeleri aslında ilk elektrikli arabayı ülkeye getirenin Sultan II. Abdülhamid Han olduğunu ortaya koydu. 1888 yılında Londra Elçiliği'ne emir veren padişah, Ingiltere'den ilk elektrikli arabayı sipariş etti. Deniz yoluyla İstanbul'a getirilen ilk aracın deneme sürüşünü de dönemin maliye bakanı yaptı. Sultan Abdülhamid Han'da arabayı Yıldız Sarayı'nda bizzat kendisi denedi. 

Sultan, otomobillerin yurt içine sokulmasında herhangi bir sakınca görmemiştir. Dönemin yolları araçların kullanımına pek de hazır değildi. Lakin Ocak 1904'te Istanbul'daki Alman Konsolosluğu'nda çalışan bir memurun Almanya'dan elektrikli otomobil getirmeye çalıştığı biliniyor. Beyoğlu Mutasarrıflığı'na gelen talep Zaptiye Nazırlığı'na iletildi. Alman Sefareti'ne  verilen iznin ardından bir yıl sonra bu kez de Izmir'deki Fransız Konsolosluğu, Marsilya'dan 3 adet araç istetti. Bu talebe de olumlu yaklaşıldı ancak hünkarın bir şartı vardı: Bu araçlar şehir ve kasaba dışında kullanılacak. Çünkü klasik at arabalarına alışmış, daha önce böyle bir taşıtla tanışmamış olan halk, önlerine hızla çıkan bu otomobilleri görünce büyük bir şaşkınlık ve korku yaşıyor, bu da sıklıkla kazaların yaşanmasına yol açıyordu. Yani gerekli alt yapı ve donanım sağlanıncaya kadar azami dikkat emrediyordu sultan hazretleri. Teknoloji alanındaki her türlü gelişmeyi destekleyen Sultan II. Abdülhamid Han, elektrikli arabaları geliştiren şirketleri mükâfatlandırmayı da ihmal etmedi. Sultan, Aralık 1900'de Almanya Achen'deki bir otomobil fabrikasında çalışan mühendislerden Mösyö Herman Blum'e 5. rütbeden Mecidi Nişanı ile 1 yıl sonra Aix-la-Chapelle Otomobil Fabrikası Müdürü Mösyö Ashof'a 4. rütbeden Osmanlı Nişanı verilmesini emretti.