Yıl 1908
İngiltere ve Rusya Reval antlaşmasını imzalamışlar ve harita üzerinde Osmanlı topraklarını paylaşmışlar...
Tehlikeden habersiz Osmanlı aydınları ve halkı ise İttihatçıların önderliğinde ya isyan ediyorlar ya miting yapıyorlar:
"Yaşasın Meşrutiyet yaşasın hürriyet" diye bağırıyorlardı...
Plan işlemeye başladı...
31 Mart ayaklanması oldu ve ardından Abdülhamit tahttan indirildi.
Osmanlıyı paylaşmak için en büyük engel ortadan kaldırıldı.
Meşrutiyet diyerek İttihatçılar iktidar yapıldı.
10 sene içinde koca İmparatorluk dağıldı.
Meşrutiyette kalmadı hürriyette.
İnsanlar koyun sürüsü gibiydi. Medyanın algı operasyonlarıyla idare ediliyordu... Yaşasın diye bağırana gidip soruyordunuz "kim yaşasın" diye.
Bilmiyordu. "ne bileyim ben ömrü olan yaşasın" diyordu
Miting meydanında insanlar aşkla şevkle meşrutiyet diye bağırırken bunları gören biri "yahu şu meşrutiyet efendi de bir an öce gelse de kurtulsak şu işlerden" diyordu. Meşrutiyeti adam sanıyordu
İnsanlar sokaklarda yürüyüş yapıyorlardı… Dillerinde hürriyet, uhuvvet, müsavat adalet türküleri vardı. Güzel yarınlar ümit ediyorlardı. Şu baştaki uğursuz baykuş gitse tüm dertlerinden kurtulacaklardı. İsyanlar bitecek, mali çöküntü sona erecek, hafiyeler peşimizi bırakacaktı.
İnsanlar çölde serap görmüş gibiydi. Çölün yakıcı gerçeği hayallerle gizleniyor uçuruma doğru giden devletin başında dolanan beladan hiç kimse haberdar görünmüyordu.
Devlet yıkılıp gidiyordu insanlar akmayan suların geciken maaşların derdindeydi.
Osmanlı ve Abdülhamit düşmanları kendi aralarında çok ihtilaf yaşasalar da Osmanlıyı yıkıp parçalamak konusunda fikir birliği içindeydiler.
1909 da Abdülhamit ustaca bir organizasyon sonucu gitti.
1911 de Trablusgarp
1912 de Balkan faciası
1914 de I. Dünya savaşı
1918 de Mondros Ateşkes Antlaşması
Film bitti.
Yazarın www.maraspusula.com daki diğer yazıları.