Dünyanın her bölgesinde karışıklık az veya çok acımasızca devam etmektedir. Bilhassa İslam Ülkelerinde meydana gelen olayların nedenlerini göz ardı edemeyiz. Bu karışıklıkların yani, terör, kaos, kargaşa ve çatışmaların arkasında ABD ve İsrail’in olduğunu bilmeyen kanımca yoktur. Böyle olmasına rağmen İslam Ülkeleri herhangi bir etkin tedbiri halen düşünmeme dikleri, son anda ortaya çıkarılan olaylar nedeni ile gün yüzüne çıkmıştır.
Katar’a karşı uygulanan ambargo İslam kardeşliğine de büyük zarar vermekte ve bu duruma en fazla İsrail memnun olmakta, dolaysıyla bir taşla iki kuş vurmakta oldukları ortadır. Hâlbuki her türlü olumsuzluklara karşı İslam Ülkeleri bir araya gelip çözüm üretecek iradeyi ortaya koymaları gerekir idi.
11 Eylül olaylarını terör yaptı diye nitelendirilen saldırıda, o zaman ABD Başkanı W.Bush, “topyekûn haçlı savaşı ilan ediyoruz” beyanatını vermiş idi. Diğer devletlerden Fransa, İngiltere İtalya ve Almanya’da aynı ifadeleri kullanmışlardı. Irak’a yapılan operasyonun nedeni kitle imha silahları olduğuydu. Fakat herhangi bir bilgiye rastlanılmadı. Buna rağmen İşgal adeta bir soykırım şeklinde yapıldı ve 1 milyon insan öldürüldü. Bir asır geçse Irak kendine gelemez. Parçalanması ise an be an gün yüzüne çıkmaktadır. Esas terör örgütü olan İsrail’in elini güçlendirmek BOP projesine adım adım ilerlemelerine yardımcı olmaktadır.
Katara karşı ciddi tavır alan İslam Ülkeleri artık sıranın kendilerine geleceğini acilen düşünmelidirler. Asıl terörist İsrail’in olduğunu, buna göre önlem almaları gerektiğini bilmelidirler. Suç aranılıyorsa birçok suç üretebilirsiniz. Örneğin teröre finansman desteği, TV’lere yanlı yayın yapmaları için finansal destek düşünülebilir. Bunlar tek taraflı düşüncelerdir. Hamas sözcüsü Ebu Zuhri diyor ki “ bütün yaşanan çekişmeler ancak İsrail’i güçlendirir ve Müslümanları ise zayıflatır. Dolaysıyla gerçek düşmanın Siyonizm olduğu bilinmelidir. Asıl maksadı Hamas’ı Gazze’den çıkarmaktır”demektedir. Filistin devletinin şah damarı olan Hamas ve Müslüman Kardeşleri de bertaraf ederek BOP’u rahatlıkla gerçekleştirebilecek imkâna sahip olacaklardır. Acele etmelerinin sebebi ise kendi inançlarına göre İnandıkları Allaha yardım ediyorlar. Yani “Tanrının elini çabuklaştırıyorlar”
Türkiye bu durum çerçevesinde Katarın yanında yer almasını diplomatik olarak olumlu buluyorum. Maddi ve manevi yardımlar yapmaları da sevindiricidir.
Rahmetli Hocam Prof.Dr. Necmettin ERBAKAN bugün olabilecekleri o gün biliyordu ve D-8’i 15 Temmuz 1997 yılında Emperyalist Sömürü çarkına ve baskıcı Uluslar arası örgütlere karşı birlikteliği ve kardeşliği esas alan, Türkiye-İran-Pakistan-Mısır-Nijerya-Bangladeş-Malezya-Endonezya ile birlikte gelişmiş 8 İslam Ülkesini bir araya getirerek İktisadi, Ticari, Sosyal ve Askeri alanda İşbirliği Teşkilatını (D-8)’ kurdu. Para birimi olarak ta Dinar kullanılacaktı. Şu anda 20 yaşına girdi. AB’ye girmek için gösterilen gayret D-8’verilse idi bu acılar yaşanmazdı. Umarım bu hata en kısa zamanda ortadan kaldırılır. Müslüman Devletler kendi meselelerini kendiler çözerler. Yıllardır kapısında beklediğimiz kendimize uymayan uyum yasaları ile adeta teslim olduğumuz AB’liği bizi daha çok kapısında bekletir. Buna fırsat verilmemesi ve AB Bakanlığının da lav edilerek D-8 Bakanlığına dönüştürülmesini heyecanla bekliyoruz. Ramazanı-Şerifinizi ve Bayramınızı tebrik ediyorum.
Maraş Pusula Haber www.maraspusula.com / Yazar Ahmet Emiroğlu