Dağların sırdaşlığına muhtaç bir komutanlığın, içerisine saklanmış şiirleri çıkarıyoruz her gün gün yüzüne.

Her biri dört dörtlük olan kahramanların dörtlüklerinde, VATAN ön planda.

 

Kafiyeli, yürekleri gibi;

 

Ezan kulağımıza okunan ilahi çağrı.

Dağlarda, umursamadık çekilmez ağrıları.

Dinmesin diye Allah'ın daveti yeryüzünden.

Çok çektik dağların çekilmez güzünden.

 

Her şiirin ardından nefes alış verişlerine doymuş bir oruçlu gibi şükrediyor yiğitler.

Annelerinin kulaklarına mırıldandığı kalp ritmini düzene sokan ninniler, geceleri uyuyacakları bir kaç saatlik uykuyu hazineye çeviriyor. Nadiren görülen bol yıldızlı büyüklerinin ültimatomları arasında kimi ve geneli ve çoğu ve hatta hepsi Annelerinin "Hoppalacık Oğluma" tekerlemelerini yüreklerinde hissedip yarı ağlamaklı düşüncelere dalıyorlar.

 

Aralara şiirler serpiliyor çarpar gibi suyu yüzümüze.

 

Yüce dağlar sıra sıra ardımızda önümüzde.

Bugünümüzde şanlı şerefli dünümüzde.

Şükrediyoruz Mevla'ya her günümüzde.

Korkutur zalimi dirimizde, ölümüzde.

 

Aromasında biraz deterjan biraz gül kolonyası karışımı ellerine hasret duyulan ve şehadete kadar o kokusu unutulmayacak Anneler...

 

Yazının ANA konusu Vatan.

İnanın her Mehmetçik, geceleri rüyalarında annelerinin o yukarıda anlatmaya çalıştığım ellerini öperek dua isteyip sayıklıyorlar. Görseniz ne kadar samimiler. Çünkü bilinir ki duygular çoğunlukla rüyalarda en samimi hallerini alırlar.

 

Bu yazı bir varmış bir yokmuş hikayelerinin özeti mahiyetinde görünüme sahip olabilir fakat;

 

Ne karşımızda duran Kaf Dağı ne de üzerimizde uçan Anka Kuşu.

 

Ne şiirdir ne hikâye.

 

Şeytan dağlarının karşısında, arazinin tam ortasında bulunan Mehmetlerin gerçek yaşamlarıdır ve kişi ve kurumlar tamamen gerçektir.

 

Ve Mehmetçik her sabah şöyle haykırır karşıki dağlara:

 

BİR ÖLÜR BİN DİRİLİRİZ!

 

karakale 'm

 

Maraş Pusula Haber - maraspusula.com / Yazar, Ali Rıza Karakale