SU
Yaşamın en önemli bileşenidir su. Rabbimizin yarattığı bu muhteşem düzenin en temel ögesidir. Anne karnında su dolu bir kesede başlarız yaşama. İlk besinimiz anne sütünün ve insan vücudunun % 70 i sudur.
Canlılar açlığa ve susuzluğa dayanma güçleri sınırlıdır. Açlığa 7- 8 gün dayanabilen canlı susuz kalmaya ancak bu sürenin yarısı kadardır. Yani 3-4 gün ancak dayanabilir. Canlı vücudundan suyun %10′u eksilirse yaşaması tehlikeye girer, %20’sinin kaybı ise ölüme neden olur.
İnsanlarda su, yediğimiz besinlerden elde edilen vitaminlerin hücrelere taşınması, tansiyonun dengelenmesi, vücut ısımızın kontrol altında tutulması, eklemlerin ve organlarımızın korunması, vücudumuzdaki zararlı toksinlerin atılması, kulak, burun ve boğaz için gereken nemli ortamın sağlanması, gibi birçok faaliyet için suya ihtiyaç vardır.Oksijen gibi önemlidir ve hayatın devamı için olmazsa olmaz maddelerdendir.
Tabiatta su kaynaklarını okyanuslar, denizler, göller ve yer altı suları oluşturur. Dünya'daki su hareket eder, biçim değiştirir, bitkiler ve hayvanlar tarafından kullanılır, fakat gerçekte asla yok olmaz ve buna su döngüsü denir. Bugün kullandığımız suyun milyonlarca yıldır dünyada bulunduğu ve miktarının çok fazla değişmediği doğrudur. Dünyada su hareket eder bitkiler ve hayvanlar tarafından kullanılır fakat gerçekte asla yok olmaz. Buna Hidrolojik Döngü (Su Döngüsü) denir.
Tabiatın bu düzeni; son yıllarda hızlı nüfus artışı, sanayileşmenin artışı bunlar sonucunda bilinçsiz su kullanımı, çevre ve su kirliliği bilincinin insanlarda yeterince oluşmaması sebebiyle bozulmaktadır. Kullanılabilir su kaynakları giderek azalmakta yaşamsal faaliyetlerimiz için kullandığımız ve endüstrilerde kullanılan sular doğaya kirletilerek verilmektedir. Doğanın kendini yenileme hızı son yıllarda kullanılan kimyasalların artışı ve oluşan atıksu miktarının hızına yetişememektedir. Bunun sonucunda önüne geçilemez bir sorun olan su kirliliği ile karşı karşıya kalmaktayız.
Peki ne yapılabilir? Çevre Mühendisliğinde kirliliği kaynakta azaltmak esastır. Nüfusa hizmet yada sanayileşme önüne geçilemez gerçeklerdir. İnsanların suyu tasarruflu kullanması, kimyasal kullanımını mümkün olduğunca azaltması kirliliği kaynakta azaltmaya bir örnektir. Endüstrilerde ise işletmelere fayda zarar oranlarına dikkat edilerek veoptimum bir düzen oluşturarak su kullanımını kirliliği kaynakta azaltmaya yönelik önlemler alınabilir.
Günümüzden yaklaşık 1500 yıl önce İslam ile birlikte su tasarrufu kavramı hayatımıza girmiştir.Susuzluğun çaresi ile ilgili en önemli örnek, yüzyıllar öncesinden Peygamber Efendimiz (sav) tarafından abdest alınan su ile ilgili verilmiştir.
İbnAmr bin el - Âs' dan (ra): ‘Peygamber, abdest almakta olan Sa'd (ra)'ın yanına uğradı ve ona : "Nedir bu israf?" dedi. "Abdestte israf olur muymuş" diye soran sahabeye Hz. Peygamber, "Evet, sen akarsuyun kenarında bulunsan bile'" buyurmuştur. ’
Su tüm canlılar için çok önemlidir ve tabiatın en önemli bileşenidir. Tabiatta herşey de olduğu gibi su miktarıda belli bir denge halindedir. Biz insanlar yaşamsal veya endüstrileşme faaliyetlerin de su tüketiminde gerekli önlemleri alarak, bu dengeyi korumaya çalışmalıyız. Tabiat şu an bizim gibi görünse de bizim değil gelecek nesillerindir, bize gelecek nesillerin emanettir.